Güvenpark’ta korkunç iddia

TÜDEF Başkan Yardımcısı Ali Çetin, kentin göbeğinde, Güvenpark’ta bulunan dolmuş durakları ve çalışanlarıyla ilgili korkunç bir iddia ortaya attı. İşte Çetin’in Güvenpark dolmuşlarıyla ilgili korkunç çete iddiası:

HER gün on binlerce kişinin kullandığı Güvenpark’taki minibüslerle ilgili kulağıma gelen korkunç bir iddiayı Başkent Fısıltıları’nda sizlerle paylaşacağım.

İddianın sahibi Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkan Yardımcısı Ali Çetin.

Bir grup minibüs şoförünün kendilerine başvurarak anlattığı kentin göbeğindeki korkunç iddiayı Çetin gönderdiği e-posta’da detaylarıyla anlatıyor:

“Her gün binlerce çocuk, kadın yaşlı, genç yada engelli insanın işine evine gidip geldiği dolmuş durakları, Başbakanlığın hemen yanındaki Güvenpark’ın içinde bulunuyor./images/100/0x0/55ea2092f018fbb8f86ce4bf

Her günkü kaos ve karmaşası içinde balık istifi duran minibüslerin yada akşam saatlerinde aynı sıkış tıkışla insanların beklediği bu yerde aslında farklı bir kaos yaşandığını hiç birimiz bilmiyorduk. Ta ki bu duraktaki şoför esnafından birkaç kişinin bize gelip kaos görüntüsü içinde çok farklı bir otoritenin varlığını anlatana kadar. Başkent’in tam da ortasında Adalet Bakanlığı ve Başbakanlığın bitişiğinde faaliyet gösteren durakta yaklaşık 280 minibüs var. Bunlar çeşitli semtlere yolcu taşıyor.

Her grubun ağası var

280 minibüs duraklarına göre gruplara ayrılmış. Her grubun bir ağası ve her ağanın 5-8 arasında değişen bir özel grubu var. Her minibüs her gün günde 5 TL’yi makbuzsuz ve sorgusuz ağanın görevlisine vermek zorunda. ‘Vermiyorum’ diyen yok. Alınan paranın kaydı yok. Bu parayı ‘Ne yaptın’ diyen de yok. Olursa ‘ikna’ ediliyor. 280 minibüsün her birinden 5 TL alınıyor. Günde bin 400, ayda 42 bin, yılda 504 bin TL eder. Bu para verenler için gider unsuru değil, alanlar için de vergi verilen kazanç değil.

Minibüste yatan şoförler var

Duraklarda ağanın emrinde çalışan adamları var. Bunlar ya sırayı takip ediyor ve dolmuşların sefer sıralarını belirliyor ya da durakta diğer ufak tefek ayak işlerine bakıyor.

Şoförlerin çoğu araç sahibi değil, gündelikle çalışan çoğunluğu sigortasız işçiler. Sigorta isteyenler ise sigorta primini aldıkları gündeliklerden biriktirerek yine kendileri ödüyor. Bu şoför işçilerin ehliyetlerinden başka hiçbir şeyi yok. Çoğu üç beş kişi birlikte bekar evlerinde kalıyor. Kimilerinin kalacak yeri bile yok. Bazısı araç sahibi izin verirse, gece dolmuşta yatıyorlar. Yemekleri işverene ait değil, aldıkları asgari ücrete yakın yevmiyelerinden karşılıyorlar.

Şoförlerin içinde bu duruma karşı çıkıp verdikleri paranın kaydının tutulmasını isteyenler de var. Durakların bir dernek çatısı altında örgütlenmesini, verilen paraların kaydının tutulmasını ve yine istiyorsa ağaların dernek yöneticisi olarak ama aldıklarını kayıtlı olarak almalarını istiyorlar. Bu kişiler önce ikna edilmeye çalışılmış, sonra tehdit edilmiş. Sonra da akşam iş dönüşü evlerinin bulunduğu semtlerde önleri kesilerek tartaklanmışlar. Ama hala yılmadan mücadele eden ve Başkent’in göbeğinde çete mi var sorusunu sorduran kişiler bu zulmedilen insanların arasından çıkıyor.

Tek istekleri insanı koşullar

Bu insanlar ne istiyorlar? Toplu taşım kullanmanın bir sorumluluk getirdiğini düşünüyorlar. Bu nedenle toplu taşım aracı kullanacak olanların ayrı bir kurstan geçirilerek eğitilmelerini, trafik kanunu, halkla ilişkiler, düzgün konuşma, iletişim gibi dersler verilmesi ve burada mezun olanlara birer sertifika verilmesini, sertifikası olmayanların toplu taşım aracı kullanamamalarını istiyorlar. Gerek durakta çalışan, gerekse de dolmuşta çalışanların normal sigortalı olmalarını istiyorlar.

Elimizden geleni yapacağız

Bu kişiler federasyonumuza da geldiler, yukarıda anlattığımız hikayelerini anlattılar ve bizden yardım istediler. Biz de onlara yardım edeceğimize söz verdik. Önümüzdeki günlerde konu ile ilgili olarak, SGK İl Müdürlüğü’nü, Ankara Defterdarlığı’nı ve Ankara Trafik Şube Müdürlüğü’nü ziyaret edip konuyu onlara da anlatacağız. Toplu taşım şoförlüğünün bir meslek olmasını, daha çağdaş ve yasal bir düzen içinde çalışmak isteyen dürüst ve namuslu dolmuş esnafına yardımcı olacağımıza söz verdik.”

Ankara’nın merkezi Kızılay’ın göbeğinde ayrıntılarıyla tüm iddiaları okudunuz. Bakalım tüm kenti ilgilendiren konuyla ilgili yetkililer ne diyecek?
Yazarın Tüm Yazıları