Bir tuğla da ruhsat olsun

LÖSEV düzenlediği kampanyalar ve kamu spotlarıyla kan kanserine karşı bilinci yıllardır aşılıyor.
Sadece bilinç aşılamakla da kalmıyor.
1998 yılında 10 metrekarelik bir odada kurulan vakıf 2000 yılında LÖSANTE hastanesini kurdu ve bugüne kadar 16 binin üzerinde çocuğa dokundu.

* * *

Çok değil 90’ların başında lösemiye yakalanan 10 kişiden 8’i hayatını kaybediyordu.
LÖSEV’in elini uzattığı çocukların yüzde 92’si hastalığı yenmeyi başardı.
Yüksek riskli lösemi türleri haricinde tedavi oranını yüzde 100’e taşıdılar.
Şimdilerde ise en büyük eserlerini bitirmek üzereler.
“Bir tuğla da sen koy” sloganıyla çıktıkları yolda 250 yatak kapasiteli hastaneleriyle lösemiyle mücadeleyi sürdürmeyi hedefliyorlar.
Maalesef yine hiç uğraşmamaları, uğraştırılmamaları gereken bürokrasiyle mücadele ediyor LÖSEV.
Lösemili Çocuklar Köyü’nün açılma sürecinde; çamur içindeki yollarla, bağlanmayan doğalgazla ‘sınanan’ LÖSEV’, şimdi de bağışlarla yapılan, önümüzdeki yıl açılması planlanan hastanenin ruhsatını aşabilmek için çabalıyor.

* * *

Önceki gün LÖSEV’in gelenekselleşen yılbaşı partisi vardı. Burada bazı çocuklar maskelerini atarak lösemiden kurtulmalarını kutladı, hastalıkla mücadele eden arkadaşlarının alkışları arasında.
Bir de pankart açtılar, “Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’dan yeni yıl hediyesi bekliyoruz, hastanemizi gelsin açsın istiyoruz.”

* * *

Binlerce bağışçının emekleriyle inşa edilen hastane, devletin en üst kademesi tarafından açılmayı hak ettiği gibi, bürokrasiyle uğraşmayı hiç mi hiç hak etmiyor.

AĞIR YÜKLERDEN KURTULMA ZAMANI

Kentin siluetini bozan yapılarla ilgili Ankara Hürriyet dönem dönem hatırlatmalar yapar.
Yıllarca yanlış bir proje olduğunu savunduğumuz ‘Çelik Kafes’ gibi Keçiören’de siyasi çekişmenin sembolü olan Cumhuriyet Kulesi’nin de bu kentin ağır yüklerinden biri olduğunu defalarca yazdık.
Neyse ki Çelik Kafes’ten kurtulduk ama Keçiören’deki o kule halen duruyor.
Dünkü Ankara Hürriyet’in manşetinden duyurduk. Büyükşehir Belediye Meclisi tamamlanmasının önündeki engel olan imar sorununu ortadan kaldırabilir ya da yıkılması yönünde Danıştay’ın da kesinleştirdiği kararın önünü açarak plansız bırakır.
Karar ne olacaksa bir an önce verilmeli. 2015’in ilk meclisinde Ankara bu çirkinlik abidesine veda etmeli.