Paylaş
ANKARA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. ERKAN İBİŞ:
VİRÜSLE YAŞAMAYA ALIŞACAĞIZ
“Gelinen noktada her biri bizi çok üzen kayıplar yaşasak da tablo ülkemiz adına dünyaya kıyasla pozitif. Sağlık sistemimizin bir pandemiyi göğüsleyebileceğini gördük. Hızı, şiddeti daha azalmış olmakla beraber devam ediyor. Ve inanıyorum ki bu, aşağı doğru eğim giderek daha keskinleşecek, vaka sayıları azalacak. Yok olmasını beklemek de yanlış. Üniversitemizdeki bilim insanlarımız da bunu söylüyor, virüsle yaşamaya alışacağız. Amerika’da her yıl gripten 70-80 bin kişi ölüyor. Dolayısıyla biz de bu COVID-19’la yaşamayı öğreneceğiz.
NORMAL İÇİN EPEY ADIM VAR
Aşısı çıktığı zaman elbette ki hiçbir yüzde yüz korumasını beklemememiz lazım, hastalığın görülme sıklığını çok azaltacak ama yok etmeyecek. Hayatın normale dönmesi başlayacak ancak aşı oluştuğu zaman bile hayat tümüyle normal kabul edilmeyecek. Şu ankinden bir adım daha geriye gitmek gibi yorumlamak lazım. Normal için daha epey adım var. ‘Biz koronavirüsten öncekine aynen döneceğiz’ diye bir şey yok. Çünkü o gerçekten büyük bir risk. O zaman çok daha büyük bir dalga oluşabilir.
KADEMELİ GİTMEK GEREKİYOR
Daha seyreltilmiş toplantılarla, seyreltilmiş turizmle daha seyreltilmiş seyahatlerle, en önemlisi üretimle ülkemizin ekonomisinin çarklarını döndürmeye devam edeceğiz. Kademeli olarak buna gitmek gerekiyor. Tedbirlerin sürmesi halinde ikinci bir salgın olacağını öngörmüyorum. Bu salgını hep birlikte aşacağız hangi meslekten hangi kökenden olursa olsun, kurallara uymadan geçiyor.
SAĞLIK PERSONELİ FEDAKARCA ÇALIŞIYOR
Elbette en ön safta sağlık çalışanları var. Doktorlarımız, hemşirelerimiz, teknisyenlerimiz, hasta bakıcılarımız, temizlik personellerimiz hastalıktan korkmadan fedakarca çalışıyor. Taburcu olan hastadan daha çok hastane personeli seviniyor. Umarım sağlık personellerine dönük herhangi bir şiddet ya da saldırıyla üzülmeyiz. Böyle bir şeyi duymayız. Çok önemli bir şey de üniversite hastaneleri olarak bize çok büyük destek verildi bu süreçte. Yani bize, eksik elemanlarımızın tamamına kadro tahsisi çıktı. Burada üç kişinin hakkı teslim edilmeli. YÖK Başkanı sorunları çok doğru anlattı, Maliye Bakanı Sayın Albayrak çok iyi anladı ve Sayın Cumhurbaşkanı’mızın talimatlarıyla bizim de elimiz rahatladı ve mücadeleyi eksiksiz sürdürüyoruz.”
ANKARA’NIN SAĞLIK ALTYAPISI ÇOK GÜÇLÜ
Başkent’teki koronavirüsle mücadeleyle ilgili İbiş’in değerlendirmeleri özetle şöyle oldu:
“Ankara’nın daha disiplinli daha organize bir şehir gibi çeşitli unvanları vardır. Bir yandan da memur şehri gibi tanımlamalar yapılır. Memur şehri denmesindeki sebep de bence kurallara daha çok uyulmasındandır. Hakikaten COVID-19 öncesinde her zaman her alanda Ankara, kurallara uyum bakımından diğer büyük şehirlere kıyasladığınız zaman daha önde olduğu da bir gerçek. Bunun da faydasını görüyoruz şu anda. Hastanelerdeki yoğunluklardan, hasta sayılarından görüyoruz. Ankara, Türkiye’nin ikinci büyük şehri olmasına rağmen diğerlerine göre kıyasladığımız zaman çok daha iyi.
Ankara’da sağlık sistemi çok çok güçlü. Yani kapasite olarak güçlü, birikim ve deneyim olarak da iyi noktada. Bu birikimlerini, değerlerini, bilgisini sahaya döktüler. Gerek Sağlık Bakanlığı hastaneleri gerekse de üniversite hastanelerinde bu noktada çok güzel işler yapıldı, başarılı sonuçlara imza atıldı.
Solunum cihazına ihtiyaç duyan hasta sayısı çok düşük seviyelerde. Solunum cihazı kapasitemizin dörtte birini bile kullanmadan gidiyoruz biz şu anda. İhtiyaç olmuyor çünkü. Tedbirlere uymanın etkili yönü de bu. Vakalar bile çok şiddetli oluşmuyor o zaman. Örneğin bizde yaklaşık 85 hasta var, hala hasta kabul ediliyor, tedavileri yapılıyor.”
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. HALUK ÖZEN:
TÜRKİYE SALGINDAN BAŞARILI ÇIKIYOR
“Her şeyden önce şunu ifade etmeliyim ki dünyanın savaştığı salgından Türkiye Cumhuriyeti başarılı çıkmakta. ABD gibi dünyanın merkezi olan bir ülkede yapılan hataları gördük; hem siyasi hem sağlık stratejisindeki hatalar felaketi getirdi. Sağlık Bakanlığımız bu süreci iyi yönetiyor. Bilim Kurulu’muz sayesinde bilimin öneminin tekrar öne çıkması fevkalade. Ve sağlık çalışanlarımız… Sadece doktorlarımız değil, hemşirelerimiz, teknisyenlerimiz, sekreterlerimiz, aklınızda sağlık sektöründe kim varsa. İnsan üstü bir çaba içindeler. Bir buçuk yıl ABD’de, 1 yıl İngiltere’de çalışmış 4 yıllık bir doktor olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki bizim sağlık çalışanlarımızın verdikleri insani mücadelenin eşi dünyada yok. Hastalığın ülkemize geç girmesi, bu yönde alınan tedbirler şu anki umutlu tabloya katkı sağladı.
SPEKÜLASYON YAPILMASI YANLIŞ
Hastanemizde bin 41 kişiyi tedaviye aldık, bunların 431’i yoğun bakımdaydı, 10 insanımızı kaybetmişiz. Şu an için 25 hastamız bulunuyor ve en güzeli yoğun bakımda hastamız yok. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı sayılar üzerinden spekülasyon yapılması çok yanlış. Bizim rakamlarımız Bakanlık’la hep paralel gitti. Şunu söylemeden geçemem, biz bu mücadelenin bedelini hastanemiz olarak ödedik. 75 personelimizde bu hastalık görüldü, çok şükür ki kaybımız olmadı.
TEDBİRLER VAKAYA GÖRE AZALACAK
Hürriyet Gazetesi’ne Nisan ayı için yaptığımız değerlendirmeler gerçekleşti. Bunlar tabi ki fal değil, üniversitemizde olmasından gurur duyduğumuz 4 Bilim Kurulu üyemiz ve onların dışındaki kuvvetli ekibimizle sürekli değerlendirme yapıyoruz. ‘Bayramdan sonra normalleşme’ tabirini kullanmak istemiyorum. O normalizasyon kelimesinin içinde çok normallik oluyor. Tedbirler sırayla yavaş yavaş ve vakaya göre azalacak diye tahmin ediyorum. Dene-bekle-gör politikasını uygulamamız gerekiyor. Yani ilgili tedbiri biraz gevşeteceğiz, salgında bir dalgalanma olmazsa başka bir alanda biraz daha gevşeteceğiz.
BAZI RİSKSİZ İŞLETMELER AÇILABİLİR
Haziranın ilk haftasında Türkiye’nin her yerinde belki olmaz ama çoğu bölgesinde sokağa çıkma kısıtı kalmayabilir. Bazı risksiz işletmeler açılabilir. Bunu normalleşme olarak algılamalıyız. Alışveriş merkezleri gibi çok tehlikeli alanlar var. Buraları eski düzenle açarsak salgının kontrol edilmesi mümkün değil. Erken gevşemeye giden ülkelerin yaşadıkları ortada. Çok başarılı götürdüğümüz süreci tedbiri elden bırakmadan sürdürmeliyiz.”
BU ŞEHİR BİR BİLİM ŞEHRİDİR
Ankara’nın koronavirüsle mücadelesindeki başarısına şaşırmadığını söyleyen Prof. Dr. Özen, şöyle devam etti: “Ankara, Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri alınan tedbirlere uyan, kuralları çiğnemeyen bir yapıdadır. Ankara doğumlu ve doğduğundan beri Ankara’da yaşayan bir insan olarak, bu şehir hep modern dünyaya entegre gelir bana. Ama tabii sadece bu dediğim özellikler yetmiyor. Dünyanın en saygın üniversite hastaneleri listesinde olan kurumlarımız bu şehirde. Ankara Şehir Hastanesi yeni açılmış olsa da çok önemli disiplinlere sahip. Numune Hastanesi, Zekai Tahir Burak Hastanesi, SSK, Dışkapı Hastanesi, Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi, Atatürk Hastanesi bu şehrin markalarıdır. Dolayısıyla bu şehir bir bilim şehridir ve sağlık altyapısı olarak çok şanslı bir kentiz. Bu yüzden de salgın performansımız gayet başarılı şekilde ilerliyor.”
COVID-19 şüphesi olan hastalarda hızlı teşhis için gerekli durumlarda, akciğer tomografisi çekiliyor.
Paylaş