Paylaş
17 Aralık’a kadar borsa tarihi zirvelere yükselebilir ama 18 Aralık sabahı ne olacağı konusunda fikrimiz yok.
Zirvenin üzerinden beş gün geçti. Türkiye 3 Ekim’de tam üyelik hedefi ile müzakerelere başlayacak. Bu işin iyi kısmı elbette. Ama koşullar da var tabii ki. Öncelikle Türkiye’nin Kıbrıs’ı da içine alacak şekilde Gümrük Birliği anlaşmasını genişletmesi gerek. Bu arada müzakerelerin ucunun açık olması, Fransa’dan sonra Avusturya’nın da Türkiye’nin üyeliğini referanduma sunma hevesi içinde olması, serbest dolaşım başta olmak üzere söz oyunu ile gizlenmiş kalıcı tedbirlerin metinde yer alması gibi unsurlar da 17 Aralık zirvesinden çıkan sonucun dikenleri…
Öncelikle borsanın temel bir kuralından bahsetmek gerekiyor: Güçlü bir beklenti öncesi yukarı yönde hareket eden piyasalar, bu beklentinin gerçeğe dönüşmesinin ardından satışla karşılaşır. Bu kural “beklenti alınır, gerçekleşme satılır” parolasıyla tanımlanıyor. Böyle durumlar için en genel kabul gören kanı ise yükselişin en az yüzde 20’si oranında bir düşüş yaşanacağı yönünde. Yani zirve sonrası piyasalarda genel bir “kar satışı” beklenmesi gayet normaldi. Piyasalardaki süreç tam da böyle işledi zaten. İMKB 10 Endeksi 24 bin seviyesinin üzerine çıktıktan sonra kar satışlarıyla karşılaştı. Şimdi uzmanlar endesin kısa vadede 23 bin 600 puana kadar gerileyebileceğini belirtiyor.
Bu beklentiye katılıyoruz. Ama ekleyeceğimiz bazı şeyler de olacak elbette…
Çünkü bundan sonra Türkiye’nin AB üyeliği ile ilgili haber akışında ciddi bir çehre değişikliği bekliyoruz. Yani işler Türkiye için daha zorlaşacak. Türkiye’ye destek verenler artık dinlenmeyi tercih edecek. Ama başta Almanya ve Fransa olmak üzere hangi AB üyesi ülke seçim sürecine girerse ya da bu ülkelerde bir nedenden dolayı muhalefet iktidarı vurmak isterse, yapacağı ilk iş Türkiye’nin AB yolculuğuna tekmeyi sallamak olacak.
Örneğin Bugün Avusturya parlamentosu Türkiye’nin AB üyeliğini referanduma sunma konusunu içeren bir bildiriyi karara bağlamak üzere imzaya açıyor. Dün benzer bir görüşme Fransız parlamentosunda yaşandı. Ulusal Birlik Partisi Başkanı Sarkozy yine sözde Ermeni soykırımı sorunun dillendirdi…
Orta vadede bu tip tartışmaları sık sık duyacağız.
Bu arada…
AB Dönem Başkanı Hollanda’nın Başbakanı Balkenende daha önce 3 Ekim’de başlayacağını duyurduğumuz “tarama sürecinin” daha önce başlayacağı ve 3 Ekim’e kadar tamamlanacağı müjdesini verdi. Üyelik yolunda iyi ama piyasalar açısından sıkıntı verici bir haber bu. Çünkü bu durum, önümüzdeki 9 aylık süre boyunca Türkiye’nin her alanda AB ile karşı karşıya gelmesi sonucunu doğuracak.
Bununla da kalmayacak müzakereler sırasında bugüne kadar gördüklerimizden daha sert tartışmalarla karşılaşacağız. Gerçi bu müzakere sürecinin başlaması şu an piyasalar için hem uzun vadeli hem de olumlu bir beklenti. Ama burada da 17 Aralık formülü işleyecek. Yani 4 Ekim sabahı bugünlerde gördüğümüz o hava ile karşılaşabiliriz.
Tüm bunları bir araya getirirsek üç temel sonuca ulaşıyoruz:
1- Piyasa beklenen bir kar satışını yaşıyor
2- Ama ortaya çıkan yeni durumda Türkiye’nin canını sıkacak unsurlar var
3- Bundan sonra Türkiye’yi daha zor bir süreç bekliyor
Bu yüzden borsada kısa vadede yukarı hareketin sona erdiğini ve aşağı yönlü bir hareketin başladığını düşünüyoruz. Ya da en iyi ihtimalle yatay seyir sürecine girdik. Bu nedenle yatırımcıların önemli bir kısmı ellerindeki prim yapmış hisse senetlerini satıp daha ucuz kalmış senetlere yöneleceğini, ya da bir süre başka paralarını başka alanlara park edip daha ucuza hisse senedi almak için piyasanın gerilemesini bekleyeceğini tahmin ediyoruz.
Teknik analizi bilmem ama mantık analiz “sat” diyor.
Paylaş