Paylaş
Mart ayı üretici fiyatları enflasyonunun yüksek çıkmasında yüzde 11,08 oranında artan petrol ürünlerinin etkisini biliyoruz. Ayrıntılara baktığımızda sadece enerji fiyatlarının değil, mart ayında Türk Lirası’nın dolar karşısında hızlı değer kaybı ve diğer emtia fiyatlarındaki artışın da etkili olduğunu hatırlatmamız gerekli.
Nisan ayına da Tüpraş’ın fiyatlarda yaptığı yüzde 10’luk bir artışla başladık. Bundan 10 gün önce akaryakıt fiyatlarında yine bir artış vardı ki bu artışın da nisan ayı enflasyonuna etki yapmasını bekliyoruz. Yani büyük olasılıkla Nisan ayında da üretici fiyatları yüksek gelecek.
Peki enflasyonda trend dönüşü mü yaşıyoruz? Ya çekirdek enflasyonda durum ne? Bu soruların yanıtı için Dışbank Ekonomik Araştırmalar bölümünün dünkü raporuna bakalım:
“Çekirdek enflasyona bakıldığında, gıda ve enerji dışı TÜFE'nin sadece %0.08 oranında artarken gıda, enerji, alkollü içkiler ve dolaylı vergiler hariç TÜFE'de ise hiç artış gerçekleşmediği görülüyor. Mart ayında ÜFE'de yaşanan yüksek gerçekleşmeye rağmen çekirdek enflasyon rakamlarının enflasyonla ilgili bir trend değişikliğine işaret etmemesi nedeniyle, yıl sonunda TÜFE için resmi hedef olan %8'in yakalanmasını bekliyoruz.”
Peki bu tablonunu ardından Merkez Bankası faiz indirimi yapar mı?
Bu sorunun yanıtını vermeden önce IMF ile ilişkilere bakmak gerek. Çünkü biliyoruz ki para politikası ile doğrudan ilgisi olmasa da Merkez Bankası IMF ile sorun yaşanan bir dönemde böyle bir tedbir almaz. Peki IMF yasaları ne durumda ve Ankara’da temaslarını sürdüren IMF heyeti neler yapıyor:
Bankacılık ve Sosyal Güvenlik Tasarıları IMF'nin Ankara'da çalışmalarına başladığı gün Meclis'e sevk edildi. Bu tasaların Meclis'e sevki stand-by için yeterli.
Heyet aralık ayındaki Niyat Mektubu’nun teknik ayrıntıları ile bütçe’de risk oluşturabilecek alanları gözden geçiriyor. Mesela SSK hastanelerinin sağlık bakanlığına devri sonrası oluşan maliyet. En önemli tartışma ise teşvik yasası alanında. Çalışmalarında genişlemenin maliyeti üzerinde de duran IMF heyetine henüz sistemin nasıl genişletileceği konusunda son kararın verilmediği bildirildi. Yetkililer teşvik paketinin mevcut haliyle maliyetinin eleştirilerin aksine düşük olduğunu ve yıllık 600 milyon dolarlık bir maliyet öngörüldüğünü belirtiyor. 2005 yılının yarısının geride kaldığına dikkat çeken yetkililer, bu yıl 30 milyon dolara yakın bir maliyetin söz konusu olabileceğini vurguluyor.
IMF ile anlaşmanın imzalanabilmesi için Gelir İdaresi’nin Yapılandırılması tasarısının Meclis’te kabul edilmesi gerekiyor. Bu konuya Maliye Bakanı Unakıtan el attı. Tasarının Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülebilmesi için Unakıtan, alt komisyon çalışmalarına bizzat katıldı. Gelir İdaresi’ne ilişkin tasarının bu hafta komisyondan geçirilmesi, gelecek haftada genel kurulda görüşülmesi planlanıyor.
Tüm bu verilerden sonra faiz indimi ile ilgili beklentiyi de yine Dışbank ekonomistlerine yorumlatalım:
“TÜFE gerçekleşmesinin beklentilerden bile iyi olmasının ve genel olumlu görünümün, Merkez Bankası’na yeni bir faiz indirimine gitme imkanı verdiğini düşünüyoruz. IMF anlaşması yolunda sağlanan ilerlemeye rağmen, normalde 1 puan olması beklenebilecek faiz indiriminin, son dönemdeki dış şokun etkilerinin gözlenecek olması nedeniyle 0.50 puan ile sınırlı kalabileceğini düşünüyoruz.”
Paylaş