Paylaş
Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre Mart ayında üretici fiyatları (ÜFE) yüzde 1,26, tüketici fiyatları (TÜFE) ise yüzde 0,26 oranında yükseldi. Böylece yıllık enflasyon ÜFE’de yüzde 11,33'e yükselirken, TÜFE’de yüzde 7,94'le yıl sonu hedefinin altına indi.
Oysa Ocak ve Şubat ayları Türkiye’nin ekonomik performansını izleyenler için umut vericiydi. Enflasyon rakamları beklentilerin de altında gerçekleşmiş böylece yıl sonunda 2005 yılı hedefinin de altında bir enflasyon rakamına ulaşılacağı beklentisi artmıştı. Fakat özellikle petrol fiyatlarının hala rekor seviyelerde seyrediyor olması bu beklentiyi şimdilik sona erdirmiş durumda. Çünkü mart ayı üretici fiyatları beklentinin neredeyse iki katı arttı. Tüketici fiyatları ise beklenenden düşük ama bu da basit bir nedene dayanıyor: tüketicinin mart ayında alışveriş yapmaması...
Mart ayında petrol ürünlerinin fiyatı yüzde 11,81 oranında yükseldi. Bu artışla birlikte petrol ürünlerinin bir yıllık fiyat artışı yüzde 43,24'e ulaştı. Yani petrol fiyatlarındaki yıllık artış üretici enflasyonunun üç katını aştı.
Bu gelişmenin çok fazla şaşırtıcı olmadığını söylemek gerek. Çünkü son üç yıldır Merkez Bankası her ay enflasyon rakamlarının yorumunu yaptığı “görünüm” raporunun sonuç kısmında enerji fiyatlarının enflasyon hedefi üzerinde risk oluşturduğunu ifade ediyor.
Bir de yılbaşından bu yana akaryakıt ürünlerine 8 defa zam geldiğini (sonunucusu bugünden itibaren geçerli olacak), bu zamların üçünün Mart ayı içinde gerçekleştiğini hatırlarsanız enerji fiyatlarının enflasyonu neden zıplattığı daha net ortaya çıkıyor.
Peki dünya petrol fiyatlarındaki durum ne?
Dün petrol için yine rekor günüydü. ABD Batı Teksas petrolünün varil fiyatı 58.18 dolara kadar çıktı. Brent petrolü 57.65 doları aştı. OPEC bu yükseliş üzerine yeniden kotaları artırmak için görüşmelere başlayacağını duyurdu ama bunun bir işe yaramayacağını herkes biliyor. Çünkü zaten belli başlı üretici ülkeler mevcut kotanını üzerinde ve tam kapasiteye yakın oranlarda üretim yapıyor. Yani OPEC kararı sadece fiili durumu resmileştirecek, piyasaya giren hampetrol miktarında önemli bir artış olmayacak.
Bu arada petrol fiyatlarının 100 doları aşabileceği de konuşulmaya başlandı. Dünyanını önde felen yatırım bankalarından Goldmann Sachs son raporunda petrol talebinin arzın üzerine çıkması sonucu fiyatların 100 doları aşabileceğini savundu. Dünkü yükselişti bu açıklamanın da etkisi olduğunu unutmamak gerek. Hele de yılbaşından bu yana petrol fiyatının zaten yüzede 30 artmış olduğu hatırlanırsa...
Piyasa’nın tutumu ne olur?
Elbette ilk tepkinin olumsuz olacağını ve tüm piyasalarda satış beklediğimizi hatırlatalım. Ama bu satışların panik hale gelmesini ya da piyasalarda rakamların şu an bulundukları aralıkları terk etmesini çok fazla beklemiyoruz. Yani faizin şimdilik yüzde 18’i kalıcı olarak aşması ya da İMKB 100 Endeksi’nin 24 binin altına inmesi pek olası değil.
Bu risklerin bir panzehiri var elbette. Ekonomik reform sürecinin devamı. Bunu da söyleyen biz değiliz, Merkez Bankası... Enlasyon ve Görünüm raporlarında sadece riskler değil çözüm önerileri de yer alıyor son üç yıldır: Ekonomik reform sürecinin devamı ve mali disiplinden tavuz verilmemesi... Bakalım bunu başarabilecek miyiz?
Paylaş