Bugün Avrupa Birliği komisyonu Türkiye’ye ilişkin ilerleme raporunu açıklayacak. Uzun zamadır devam eden bir koşunun son 100 metresine girildiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu rapor koşuya daha yeni başladığımızı gösteren bir işaret. Eğer müzakereler başlayacaksa bugüne kadar harcadığımız çabanın onlarca kat fazlasını harcamak zorunda kalacağız.Gazeteciler ve köşe yazarları AB ve ilerleme raporu konusunu yaza yaza bitiremedi ve hala söylenecek söz var. Ama bir de Ekşi Sözlük yazarlarının “6 Ekim AB Komisyonu Türkiye İlerleme Raporu” başlığının altına yazdıklarını görün istedik. Buyrun:1. Türkiye'nin Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerine başlayıp başlamaması konusunda Avrupa Birliği Komisyonu'nun görüşünü içereceği için diğerlerinden ayrılan ilerleme raporu. Aslında Komisyon'un, her yıl aday ülkeler için hazırladığı ve ekim ayı içinde yayınladığı rutin raporlardan biridir. Ancak bu yıl yayınlanacak rapor, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin 17 Aralık günü yapacakları zirve öncesinde önemi büyüktür. Çünkü ülkelerin önemli bir kısmı, "Türkiye'ye ilişkin kararımızı Komisyon'un raporuna göre vereceğiz" diyerek kendilerini bağlamıştır. Velhasıl kelam, raporun Türkiye ile müzakerelerin başlatılmasını önereceği hemen hemen kesin gibidir. Yine de bir ihtiyat payı bırakmakta fayda vardır. Fakat, dikkati çeken bir başka nokta vardır. Komisyon'un, Türkiye ile müzakerelerin başlatılmasını önermesi yanında, Komisyon'un, "müzakereleri askıya alma hakkını elinde tutacağı" yönünde ön bilgiler gelmektedir. Bu durum, Türk sinemasının bir "senaryo klişesi"ni akla getirmektedir: Eğer birinci sahnede, duvarda tüfek asılı ise, o tüfek ilerleyen sahnelerde mutlaka kullanılacaktır. (sardine, 04.10.2004 09:28 ~ 09:30)2. Aslında içeriğinin ne olacağı çok da bilinen bir rapor olacak. Ne Avrupa kamuoyunu darlandıralım ne Türkiye'yi zıplatalım şeklinde birşeyler yazılacak. "Evet Türkiye çok iyi yolda, ama eksiklikler var" teranesi tekrar edilecek ve müzakere başlayabilir ama şöyle şöyle şartlarla denilecek. (civilmechanic, 04.10.2004 09:49)3. O rapor 25-30 senedir otobüslerimizde yazmaktadır. Arkaya doğru ilerleyiniz. şeklinde : (delikan76, 04.10.2004 09:51)4. Kopenhag kriterlerini yerine getirme konusunda Türkiye'nin üyeliğine karşı olan kesimler yüzünden en kötü ihtimalle "Türkiye Kopenhag siyasi kriterlerini üyelik yolunda *yeterli* düzeyde yerine getirmiştir" denileceği rapor olacaktır ve bu yolla müzakerelere tavsiyenin yanında Türkiye'ye ikna olmayan bazı ülkeleri ikna edin mesajı gönderilecektir. Türkiye'nin yaptıkları yine bu şüpheli kesimler tarafından olumsuz değerlendirilirse yine en kötü ihtimalle top Avrupa Konseyine atılacak ve "Avrupa Konseyi uygun görürse Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesini öneriyoruz" denecektir. Komisyon her halükarda müzakereleri askıya alma hakkına sahiptir Fakat ilerleme raporunda bunun ne biçimde olacağı çok önemlidir.. müzakere süreci "durdurulur" çok ciddi bir ifade olacağı gibi Avrupa Birliği'ni gelecek 10 yılda çok zor durumda bırakabilecektir. Müzakerelerin herhangi bir aşamasında bu "durdurma" işlemi Türkiye üyelik politikasında fazla riskli olacağı için AB buna cesaret edemeyecektir, askıya alma söz konusu olmadığı içinde müzakere süreci türkiye lehinde "fazla" iyi gelişebilecektir bu yüzden "durdurma" söylemi pek olası değil. Türkiye'nin herhangi bir aşamada istenileni yapmaması durumunda müzakerelerin durdurulması yerine "askıya alınması" bu sebeple daha kabul edilebilir görünüyor. Medyanın gündemde yer alması gereken durum budur. Ciddi olan, Türkiye'nin müzakerelerde başarısız olması durumunda süreç "iptal edilebilir" yada "askıya alınabilir" ifadesinin hangisinde olacağıdır. Bu arada komisyonun müzakereleri -tek taraflı- askıya alabileceği sözü gündemde yer aldığı kadar önemli birşey değildir, bu olsa da olmasa da zaten AB Türkiye'nin yapması gereken birşeyi yapmadığı takdirde "yapmadınız kardeşim bunu diğerlerine geçemeyiz" diyebilme hakkı olacaktır, müzakerelerde ilgili maddelerin yerine getirilip getirilmediğini tespit edecek taraf Türkiye değil AB'dir çünkü. Türkiye'nin rızası olmadan müzakereler askıya alınamaz söylemi bu yüzden saçma olacaktır, hiçbir devlet AB'ye zorla üye olmamıştır. (dashing, 04.10.2004 09:54 ~ 09:58)5. Medyanın gazına gelmeden, doğru bir şekilde değerlendirebilmek için internet üzerinde ücretsiz olarak yayınlanmasını canı gönülden beklediğim ve okumak için can attığım rapor. En paralı müvekkilin sözleşmesini inceler gibi ıncığına, cıncığına kadar incelemezsem şerefisizim. (aegeus, 04.10.2004 16:28)