Paylaş
Bugün, Türkiye’nin de Türkiye ekonomisinin de, Türkiye piyasalarının da yeni bir döneme başladığı ilk gün. Türkiye’nin bundan sonraki yeni hayatının ilk günü. Ama bu tür “romantik” bir başlangıç, bundan sonra işlerin iyi gitmeye başlayacağının ya da herşeyin eskisinden daha iyi olacağının işareti değil. Amerikan güzeli filmi örneğinde gördüğümüz gibi....
Yeni dönemin başlama vuruşunu AB’nin genişlemeden sorumlu komiseri Günter Verheugen, Türkiye’ye gerçekleştireceği ziyaretle yapmış oldu.
Daha önce defalarca Türkiye’ye gelen Verheugen’in bu ziyareti diğerlerinden farklı. Verheugen açıkça Türkiye’yi “denetleyeceğini” söylüyor. Ve biz de ilk defa bunu milli hassasiyet çerçevesinde değerlendirmeden kabul ediyoruz. Çünkü artık eksen Ankara değil. Brüksel.
Saat 11:00 itibariyle Türkiye’ye gelen Verheugen alana iner inmez Dışişleri Bakanı Gül ile birlikte ortak bir basın açııklaması yaptı. Saat 11:17 itibariyle konuşmaya başlayan Verheugen son dönemde Türkiye’ye yönelik tavrındaki olumlu değişikliğin devam ettiğini gösterdi. Zina’nın suç sayılması ile yasa değişikliği tartışmasının halen Meclis’te olduğunu ve yasal süreç izlerken tartışmanın doğru olmadığını söyleyen Verheugen bu konuda sert mesajlar bekleyen çevreleri hayalkırıklığına uğrattı. İşkence konusunun gündeminde olacağını ve bu konuda olumsuz bir gelişme yaşanacağını düşünmediğini de söyleyen Verheugen, daha önceki “Türkiye’deki insan hakları örgütlerinden yoğun işkence ihbarları geliyor” sözlerine ise hiç değinmedi.
Verheugen konuşmasında daha önceki dönemde olduğu gibi yine “uygulama meselesine” değinmeden geçmedi. Vurguladığı bir başka konu da “masada müzakere için yeterli kritik kütlenin bulunduğu” noktasıydı. Yani artık kağıt üzerinde Türkiye’nin müzakerelere başlaması için yapması gereken şeyler ayrıntı düzeyine inmiş durumda. Fakat bunlar sorunumuzu çözmüyor. Bundan sonra iş tek tek insanlar olarak Avrupalı olmakla ilgili. Bunu ne kadar başaracağımızı ise “zina” sorununu tartışmasında görüyoruz. Çünkü artık töre cinayeti de, bekaret kortrolü de, işkence de, gösterilerde polisin tutumu da, bilgi alma özgürlüğü de, eğitim de, kadınların iş hayatına katılımı da, AB üyesi olma sürecinin bir parçası olacak.
Sadece bu da değil üstelik. Bankacılık yassası, sermaye piyasası kuralları, KOBİ’lerle ilgili düzenlemeler, enerji üretimi, tarım, istihdam da aynı çerçevede değerlendirilecek.
Türkiye’nin ana ekseni Ankara’dan Brüksel’e doğru kayma hareketinde ilk adımı bugün attı. Gerisi nasıl gelecek. İzleyecek ve göreceğiz.
Paylaş