Paylaş
Oysa benzer bir senaryoyu bir kaç ay önce de yaşamıştık. Yine piyasalarda takip edecek çok fazla iç gelişme yoktu, yine ABD ekonomisinin aşırı ısınıp ısınmadığını konuşuyorduk, yine FED'in faiz toplantısı vardı ve yine yabancılar dolar alıyordu.
Gerçi bu kez değişen yabancıların dolar alımının yoğunluğu... Bir önceki faiz artırımı sürecinden önce daha yoğun bir hareket sözkonusuydu, bu kez ise hareketin dalga boyu küçülmüş gibi görünüyor. Ama belli olmaz...
Belli olmamasının nedenini de yine kendimizde aramamız gerek. Eğer biz bu şekilde ABD ekonomisi ile ilgili gelişmeleri ve buradaki para politikası adımlarını “gereğinden fazla” önemsemeye devam edersek bunun yaratacağı psikolojik kırılganlığın sonuçları ciddi olabilir.
Bu arada hatırlatmamız lazım gelir ki, dolardaki hareket dün başlamadı. Geçen haftadan bu yana dolar uluslararası piyasalarda euro karşısında değer kazanıyor. Parite 1,2460 seviyelerine kadar yükseldikten sonra dün itibariyle 1,21 seviyelerine kadar geriledi. Şimdi uluslararası piyasalarda 1,21 seviyesinin aşılıp aşılmayacağı yani doların daha fazla değer kazanıp kazanmayacağı tartışılıyor. Genel beklenti ise 10 Ağustos’taki faiz kararının ardından euronun yeniden değer kazanmaya başlayacağı yönünde.
Bu arada içerde de vergi ödemelerine bağlı olarak dolar satışı devam ediyor. Eğer bu satışlar olmasaydı kurun daha hızlı yükseldiğini görebilirdik. Vergi ödemeleri için gelen dolar satışları bu Cuma itibariyle sona erecek. Bu durumda FED’in 10 Ağustos’taki toplantısına kadar kurun sadece dış etkenler altında kalacağı bir 10 gün olacak karşımızda. O zaman kur parite bazında biraz rahatlasa bile içerde yükselmeye devam edebilir.
Ama yatırımcıya bir uyarıda bulunmak lazım. Tıpkı bu yılın ilk FED faiz artırımında olduğu gibi kararın ardından dolar hızla değer yitirebilir. Bu seviyeden dolar alanların da eli yanabilir. Unutmayın para hareketlerinde geçen yıldan çok farklı bir ortam mevcut değil.
Paylaş