Paylaş
Aslında bir ülkenin para biriminin dolar ya da dünyanın diğer önemli para birimleri karşısında değer kazanmasının sebepleri ortada. Ya ülkenin ekonomisi gelişmiş ülkeler kategorisinde değerlendiriliyordur, bu da ülkenin para birimine güveni artırıyordur; ya da diğer ülkelerin para birimleri o ülkenin ekonomik performansından bağımsız kendi iç dinamikleriyle değer yitiriyordur. Tabi spekülatörlerin para birimini bir yatırım aracı gibi kullanıp arz-talep dengesi çerçevesinde fiyatla oynaması da bir başka etken... Türkiye’de aslında tüm bu etkenler geçerli. Ama hangisi daha çok geçerli derseniz tabii ki spekülatörlerin etkisinden bahsetmemiz gerekecek.
Sırayla gidersek
1- Türkiye yıllardır yapamadığını başardı ve ekonomisini reform yoluna soktu. Bu da bizi en azından kesinlikle uzak durulacak ülkeler kategorisinden çıkarttı.
2- ABD doları daha önce yazdığımız nedenlerle sadece TL değil, tüm para birimleri karşısında değer yitirdi.
3- Türkiye özellikle de sıcak paranın akınına uğradı.
Birinci maddeyi ayrıntılamak uzun sürer o yüzden biz kısaca IMF reçetesini uyguluyoruz, yani bu işi biz yapamadık IMF’ye ihale ettik diyelim. O nedenle de ülkeye duyulan güven arttı. Nasıl olsa IMF var, gerektiğinde sopasını kullanır diye düşünüyor yabancı yatırımcı... Net olarak sermaye girişi yaşanmasa da en azından sermaye kaçışının önüne geçmiş oluyoruz böylelikle.
Buna yurtiçi yatırımcıların da artık eline geçen her kuruşu dolara yatırmamasını ekleyin. DTH’lar ciddi ciddi azalmıyor ama en azından can sıkacak miktarda arttığını da söyleyemiyoruz.
Dolar’ın ABD kaynaklı gelişmeler nedeniyle düşüşünün de etkisi var. Ama buna karşılık TL euro karşısında pek değer kazanamıyor. Euro dolara kıyasla daha sabit.
Ve son olarak sıcak para etkisi. Türkiye dünyanın en yüksek faizini veren ülke olduğu için yabancı yatırımcı her koldan ülkeye giriş yapıyor, elbette. Bunu da unutmamak lazım. Yani dolar satıp TL alıyor ve bunu da hazine kağıdına yatırıyor. Bu paralar bono piyasasında dönüyor ve çıkmaya en azından şimdilik niyeti de yok.
Ayrıca dün de söylemiştik, bizim ihracatımız ağırlıklı olarak euro, borçlarımız ise dolar bazında. Yani malımızı satarken fiyat avantajını koruyoruz. Buna karşılık dolar bazında borcumuz gerilediği için ülkenin makro verileri de olumlu sinyaller veriyor.
Sıcak paranın sırtına binince arada böyle güzel durumlarla da karşılaşmak mümkün elbette.
Önemli olan bu tatlı rüyanın ne kadar süreceği...
Paylaş