Paylaş
Beni tanıyorsunuz.. SABIRLI’yım ben.. Aydoğan San’ın özenle ve büyük emeklerle yetiştirdiği şampiyon İngiliz!..
Her şeyden ve herkesten önce beni sabırla bugünlere taşıyan saygı değer yetiştiricim ve sahibime sonsuz şükranlarımı sunarak başlamak istiyorum söze.. O olmasaydı ben de olmazdım.. İyi günleri, kötü günleri birlikte yaşadık.. Birlikte üzüldük, birlikte sevindik.. Sevgili San ailesiyle, beraber yürüdük biz bu yollarda!..
İsmim gökten zembille inmedi.. Bir gece derin uykusunda Aydoğan San’ın kulağına fısıldayan da olmadı bu adı.. Hiç unutmuyorum, bir bahar akşamı, tam olarak 9 Nisan 2001 de, dünyaya gözlerimi henüz açtığım anda, ondan aldığım ilk dersin ana başlığıydı SABIR.. Sabır, atçılığın ve başarının olmazsa olmazıydı..
Aydoğan San, bir şampiyona verilmesi gerekenden çok daha fazlasını verdi bana.. Karşılık olsun diye değil ama, ben de bir yarış atının sahibi için yapabileceği herşeyi yapmış olmanın huzuru içindeyim doğrusu.. Hakkım helal olsun ona.. O da bana helal etsin hakkını..
Neler yaptım?..
Bugüne kadar 51 yarış koştum.. Bu yarışların 26’sında birinci, 10’unda ikinci, 8’inde üçüncü ve 4’ünde dördüncü oldum.. Yani 51 yarışın 48’inde tabela yaptım, para kazandım.. Bu, eşine ender rastlanır bir başarının göstergesidir.. Sakın kendini beğenmiş sanmayın beni.. Yıllar önce komşu ahırda yaşlı bir at söyler dururdu alçak gönüllü olma diye, insanlar “gönüllü”sünü unutur “alçak” diye hatırlar bakarsın sonra seni!..
Gazi kazanamadım ama, 4.012.014 lira, evet yanlış okumadınız, eski parayla tam dört trilyon oniki milyar lira kazandırdım sahibime.. Yanılmıyorsam bu ülkede benden çok ikramiye kazanan İngiliz atı olmadı.. Sahibim kazandı, antrenörüm kazandı, jokeyim kazandı, seyisim kazandı.. Ve elbette benim üstüme bahis oynayanlar kazandı.. Arada aksilikler olmadı değil, ama o kadar kusur kadı kızında da olur!..
Tarım Bakanı’ndan seyisine kadar, yarış camiası çok büyük bir ailedir aslında.. Herkes birlikte kazanır, birlikte kaybeder.. Yoksa bu iş onbinlerce insanımızın ekmek yediği, katrilyonlarca lira artı değerin yaratıldığı dev bir sektör olmazdı.. Neyse, lafı karıştırmayalım şimdi!..
10 Şubat 2006 da Dubai’de DNRD CUP yarışında ve 2007 yılında İstanbul’da yapılan enternasyonal Topkapı koşusunda (Avrupa’nın en yüksek ikramiyeli koşusu, 1.020.000 $.) birinci olarak ülkemi uluslararası alanda da en iyi şekilde temsil ettim..
Yarış yaşamım boyunca koştuğum 51 yarışın 42’sinde jokeyim olan sevgili arkadaşım Halis Karataş’ı da bu vesile ile şükranla anmak istiyorum.. Kimi zaman tam onun istediği gibi koşamadıysam, yemin ederim istemeden olmuştur, gene de affetsin beni!..c
Hiçbir başarı sonsuz değildir
8 yaşındayım.. Bir yarış atı için “ihtiyar kurt” yılları!.. Laf aramızda, yoruldum artık.. Bir yandan sahalarda yeni şampiyonların önünü açmak istiyorum, öte yandan çiftliğimizde yeni nesillere katkıda bulunmak..
Gidiyorum.. Artık, ne gün ağarırken “1000’i kaç oldu Sabırlı’nın” diye soran meraklılar, ne her sabah potoyu kenter geçen sabırlı bir şampiyon olmayacak aranızda.. Makineye girmek için nazlanıp keyfinizi de kaçırmayacağım bundan böyle..
Kolay olmayacak ayrılmak, biliyorum.. Ağlamak istiyorum, ağlayamıyorum.. Ağlamak yakışmaz diyorlar koca şampiyona.. Ben katılmıyorum, bal gibi de yakışır.. Bakın, katıla katıla ağlıyorum..
Ama gönlüm rahat giderayak.. Eminim kısa günde ata, atçılığa ve atçılara destek yetişecektir..
Sezen’i duyuyorum kapalı gözlüğümün arkasından.. “Gidiyorum, bütün aşklar yüreğimde, gidiyorum kokun hala üzerimde..”
Yolun açık olsun SABIRLI, yolun gülle dolsun koca şampiyon..
Paylaş