Yargısız infaz kültürü

TÜRK toplumu taraf olmaya bayılıyor. Bir tarafı seçiyorsun, o ne yaparsa yapsın yaptığını doğru buluyorsun, diğer taraf ise ne yaparsa yapsın, onu hiç beğenmiyorsun.

Racon böyle! Çok boyutlu düşünme kültürüne zerre kadar aşina olmayan Türk insanı, istisnalardan özür dilerim, böyle davranınca çok rahat ediyor. Hayat oldukça kolaylaşıyor.

"Efkár (fikirler) basınca efkár dağıtmaya giden" Türk insanı çok boyutlu düşünmek zorunda kalınca fikirlerin bir kısmını dağıtıp rahatlamak istiyor.

Ortalama eğitimi 3.5 yıl olan "normal yurdum insanı" ak ve kara arasında tercih yaparak sadece tavır almıyor, toplum içinde kimlik de kazanıyor. Hadi onları hoş görelim.

Peki, her daim benzer kıvamda ahkám kesen "normal yurdum entel"ine ne demeli?

* * *

İster eski İslamcı olsun, ister eski liberal; hükümetçi medyaya yerleşmiş entellerimize göre AKP hiç yanlış yapmıyor, demokrasiden zerre kadar şaşmıyor, toplumda baş göstermeye başlayan dayatmacı tavırlardan ise bahsetmeye değmez.

Karşı tarafın ne istediği, neden ürktüğü de zerre kadar önemli değil!

* * *

Ulusalcı/laikçi kesim farklı mı? Haşa! Onlara göre de, AKP’li herkes dinci, AKP ne yapsa şüphe ile karşılamak gerekiyor. Hükümetçi medyada görev alıp AKP’yi beğenen tüm liberaller beğenilerini düşünceleriyle değil, medyadan kazandıkları akçeler karşılığı şekillendiriyorlar.

* * *

Şeriata karşı verilen mücadelede AKP tarafından yönlendirilen her şeyi şüpheyle karşılamanın en güçlü yöntem olduğuna iman eden bu kesimde, son günlerde yeni Anayasa taslağını hazırlayan akademisyenlere karşı cihat açılmış vaziyette.

Ortada bir taslak yok, ama maddeleri hakkında rivayet muhtelif!

Birileri bir yerden bir şey duyuyor ve duyduğuna hemen inanıyor. Bununla da yetinmeyip sadece dedikodusunu duyduğu maddenin ülkeye şeriat yerleştirmek için hınzırca hazırlanmış bir metin olduğuna da anında hükmediyor.

Dedikodu yöntemiyle duyduğu maddeler hakkında ahkám kesenler yine de bir gayret içine girip madde bazında tartışıyorlar.

Daha da beleşçi olanlar ise başta Prof. Dr. Ergun Özbudun olmak üzere, taslağı hazırlayan akademisyenlerin şahsiyetleri hakkında daha önce söyledikleri sözler, yazdıkları gazeteler ve belki de günlük fallarını esas alarak tahlilde bulunuyorlar.

Vardıkları sonuç ise kabaca şu:

"Bu kişilerin yazdıkları Anayasa metni, muhakkak bize kazık atmayı hedefliyordur.

Bunlardan aksi beklenemez!"

* * *

Bozuk saatin bile günde iki defa doğruyu gösterdiği bir dünyada yaşasak dahi kimsenin Anayasa taslağının tartışmaya açılacak resmi metnini beklemek için sabrı yok.

Kimse somut maddeler üzerinden eleştiri yapmaya niyetli değil.

Taraflar karşı tarafın çok kurnaz olduğuna ve bunun için de her an her türlü kazığı atabileceğine inanıyorlar. Ancak, esasında kendilerinin ne kadar akıllı olduklarını ise karşı tarafı önden teşhir ederek ilan etmeye bayılıyorlar.

Beleşe çok meraklı insanlarımız da bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyorlar:

"Madem Anayasa taslağını diğerleri hazırladı, hazırlanan taslak muhakkak yanlış, eksik ve art niyetlidir!"
Yazarın Tüm Yazıları