Türkiye açısından Irak gerçeği

ARA seçimler sonrası ABD’de Irak’la ilgili çeşitli senaryolar üretiliyor ve bu senaryolar arasından Başkan Bush’un hangilerini seçeceği henüz bilinmiyor ama bir gerçek var ki o da artık ABD’nin Irak’ta yeni bir şeyler yapacağıdır.

Zira, ABD halkı kullandığı oyla bu yönde bir karar aldı ve Başkan Bush bu karara saygı göstermek zorunda.

* * *

Özetlersek:

Irak’tan peyderpey asker çekilmesi, çekilen askerin Bağdat’ın dışına kaydırılarak şehrin Irak askerlerine terk edilmesi, ABD askerlerinin askeri operasyonlara hiç girmemeleri, sadece Irak ordusunun eğitimiyle uğraşmaları, İran ve Suriye ile ortak masaya oturup onların üzerinde etkin oldukları para-militer güçleri dizginlemelerinin sağlanması, komşu ülkelerden (Türkiye dahil) askeri yardım alınması, uluslararası bir konferans toplanması, Irak’a ve hatta Ortadoğu’ya "demokrasi" getirmekten vazgeçilip statükoya geri dönülmesi, ABD’de tartışılan öneriler.

Asker sayısında azaltmanın Irak’ta iç savaşı büyüteceği ve Şiilerin Sünniler üzerinde etnik temizlik yapmak için eline daha büyük koz vereceğini ileri sürenler ise tersine asker sayısının artmasını talep ediyorlar.

* * *

Seçimin hemen ardından acil bir politika değişimi beklenmemeli ama Türkiye, tartışılan öneriler çerçevesinde kendi alternatif politikalarını şimdiden üretmeye başlamalı.

Türkiye’nin Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi Oğuz Çelikkol, Irak’ta çok yönlü bir politika uyguluyor ama Irak için hangi yeni politika tedbirlerinin alınabileceği konusunda sorumluluk ve yetki hükümette.

Türkiye her şeyden evvel bir gerçeği görmeli:

Irak Başbakanı Nuri el Maliki’nin veya ABD’nin PKK ile ilgili çalışmalar yapan temsilcisi General Ralston’un PKK meselesi ile ilgili olarak ellerinde fazla bir güç yok.

Maliki’nin Irak’taki güvenlik güçleri üzerinde yaptırım yetkisi çok az, General Ralston’un ise ABD’nin bu kadar çok derdi olduğu Irak’ta PKK’ya söz geçireceğini düşünmek safdillik olur.

* * *

Irak’ın işgaliyle başlayan süreçte en doğru politikaları yürüten ülkenin İran olduğunu bu köşede defalarca yazdım. ABD’nin İran’la anlaşabileceğini yazdığımda görüşümü küçümseyen tepkileri de hatırlıyorum.

Ben İran’ın Ortadoğu’da etkinliğini geliştirmesini, Türkiye’nin etkinliğini azaltacağı gerekçesiyle korku ile karşılıyorum. Şimdi bu korkumun gerçekleşme ihtimali artıyor.

İran ile onun izdüşümünde politika takip eden Suriye’nin, Irak’ta aktif rol almaları artık gündemde.

ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Bob Gates’in, ezelden beri İran’la yakın ilişkiler kurulması yönünde açık tavır aldığı bilinen bir gerçek. Aralık ayında raporunu hazırlayacak Irak Çalışma Grubu’nun (Baker-Hamilton) da İran’la işbirliği için öneri getirmesi büyük ihtimal.

Öte yanda "Irak’ta ne yapılmalı?" sorusuna cevap arayanların arasında Türkiye’nin adını aklına getirenlerin sayısı çok az.

Bunun nedeni, Türkiye’nin siyasi anlamda Irak’ta ne yapmak istediği konusunda uzun süre niyetinin anlaşılmamış olmasıdır!

Türkiye, Irak’ta aktif politika yerine pasif politika izlemeyi tercih etti, onun için bugün Irak meselesi açıldığında uluslararası platformda çok fazla akla gelmiyor. Türkiye’nin yeni dönemde Irak’ta ne yapması gerektiğini yarın tartışacağım.
Yazarın Tüm Yazıları