BAŞTAN söyleyeyim. Türkiye-ABD ilişkilerinde uzun süredir eski tat yok!
Karşılıklı gelindiğinde, görüntüde dostluk üst seviyede ama tartışma başladığında ve önemle kulise geçildiğinde işin rengi değişiyor.
ABD'nin dış politikaları, Pentagon-Dışişleri-Beyaz Saray üçgeninde kurulur. Pentagon ve Dışişleri adeta rakip kuruluşlar olarak alternatif politikalar üretip Başkan'a sunarlar ve Başkan istediği politikayı benimser.
Başkan'ın şimdiye dek daha çok, yeni muhafazakár ağırlıklı Pentagon'un politika önerilerini takip ettiği aşikár. Ama yeni Savunma Bakanı Bob Gates ile Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ınyeni dengeler kurup kurmayacağı henüz belli değil.
Şu an itibarıyla dış politikada ağır basan Pentagon'un, AKP Hükümeti'ne sempatiyle bakmadığı aşikár. Pentagon'un TSK'ya nasıl baktığı sorusunun cevabı da net değil.
***
Türkiye-ABD ilişkilerinde öne çıkan sorular şunlar:
1) Ermeni tasarısı Kongre'den geçerse Türkiye, İncirlik'i kapatır mı?
2) Türkiye, "İran meselesi"nde ne kadar ABD'nin yanında duracak?
3) Rusya ile kötüleşen ilişkiler -ki bunu "Gazprom meselesi" olarak adlandırmak da mümkün- çerçevesinde Türkiye komşusuna mı, yoksa Batı'ya mı daha yakın duracak?
Tabii ki en önemli soru ise:
4) Türkiye, "Kuzey Irak gerçeği"ni kabul edip Kuzey Irak'ın hamisi olma rolünü yüklenecek mi?
***
Bizim askeri kanat; Kuzey Irak'ın Türkiye'den de toprak talep edebilecek bir "bağımsız Kürdistan" hayaline ABD'nin; destek vermese de yeterli tedbirleri alamayacağı için eninde sonunda göz yummak zorunda kalmasından korkuyor. Barzani'nin PKK ile yakın ilişkide olduğuna inanıyor, bundan dolayı da Barzani'yle görüşmeye henüz hazır olunmadığını düşünüyor. Talabani'yle neden görüşülmediği ise net değil.
***
ABD tarafı ise Türkiye'nin ABD ve Kuzey Irak ile işbirliği yapan bölgesel bir güç olarak hareket etmesi gerektiğini, terörist örgüt olarak kabul ettikleri PKK karşısında ellerinden geleni yaptıklarını söylüyor. Verdikleri en somut örnek ise PKK'nın Avrupa'daki mali kaynaklarını kurutmak için atılan açık adımlar.
ABD tarafı ayrıca, kendisi böyle kabul etmese de, 3. ülkeler PKK'yı terör örgütü olarak gördükleri için, Irak Hükümeti'nin PKK'nın Irak'ta operasyon yapmasına asla müsaade etmeyeceğini söylüyor.
Amerikalılar; Mahmur Kampı'nın kapatılmasında son aşamaya gelindiğini, BM seviyesinde yapılan pazarlıklara göre Türkiye'nin geri dönmek isteyen suçsuz TC vatandaşlarını kabul edeceğini, daha önce suç işlemiş olanların ise ya Türkiye'ye dönüp yargılanacaklarını ya da sınır dışında kalıp başlarının çaresine bakacaklarını, ancak Mahmur'un her şart altında muhakkak kapatılacağını söylüyorlar.
Emekli General Ralston'un çok önemli bir uyarısı var. Kampta takriben 12 bin insan bulunduğunu ve bunların yaklaşık 6 bininin çocuk olduğunu vurguluyor. Bu çocukları Türkiye bağrına basmaz ise bunların PKK'nın elinde geleceğin terörist ordularını oluşturacağı muhakkak!
***
Türkiye-ABD ilişkileri, tarafların birbirlerine ihtiyaçlarının farkında oldukları ama önceliklerin değiştiği, karşılıklı güvenin ise tam anlamıyla oluşturulmadığı bir ortamda seyredip duruyor.