‘YARI mobilizeden tam mobiliziye geçerken arada bir de tay tay mobilize vardır.’
Mobilize atalarımızın sözü
* * *
Kaynanamın hastalığı nüksedince mecburen hastaneye kaldırdık. Böylece bu haftaki cumartesi yazıları için toplanması gereken Eşit Haklar Komitesi (EHK) hastaneye gitmek zorunda kaldı.
Hastaneye benim arabamla gittik. İki köpek, iki kedi ve bir insandan oluşan heyetimiz oldukça garip bir refakatçi gurubu görüntüsü verdi. Asansöre bir doberman ve bir kangal köpekle binmek zorunda kalan hastalar da çok tedirgin oldular. Bir ara kediler ile köpekler, EHK'nın ruhunu unutup, hırlaşmaya başlayınca işin iyice tadı kaçtı ama hayvan meselelerini aksatmamak için, toplantıyı hastanede de olsa yapmak durumundaydık.
Ben daha önce kaynanama çekilmesi gerektiğini söyleyen gezgin kedimiz Kara'ya, hastanede bu konuyu açmamasını tembihlemiştim. O da tembihime uyacağına dair söz vermişti. Bu açıdan gönlüm rahattı.
Bizi genişçe bir odaya aldılar. Merakla beklerken kapı açıldı. Kaynanam yürüyerek aramızdaki 125 santimlik mesafeyi aşmaya başladı. Ben;
- Maaşallah tam mobilize! dedim.
Doktoru;
- Yok abartmayalım, tay tay mobilize desek daha doğru olur, dedi. O sırada dikkat ettim, iki hemşire, iki hastabakıcı, yeni yürümeye başlayan bebelere yapıldığı gibi kaynanamın yanında yürüyorlardı.
Ayrıca, bebeleri yürümeye teşvik etmek için yapıldığı üzere asistan doktor da karşısına geçmiş, kucaklarını açmış, ellerini açıp kapayarak ‘‘Gel! gel!’’ çekiyordu.
Ben de havaya girdim;
- Tel sarar kayananam, tel sarar! diye nakarat tutmaya başladım.
* * *
Bu sırada Allah'ın cezası mıdır, nedir bilmem; birden karnımın fena halde burktuğunu fark ettim. Koşarak kendimi tuvalete attım. Bir süre orada ihtiyaç molası kullandıktan sonra ellerimi de yıkayıp geri döndüm.
Kaynanam 125 santimlik yolu, Allah'ın yardımı ile yarılamıştı!
Masanın başına oturduktan sonra kaynanam;
- Avcuna kına yak damat! Çekilmiyorum, diyerek söze girdi.
- Yok efendim, estağfurullah! Biz buraya ‘‘Çekilirseniz küseriz!’’ demeye geldik.
Söze hemen yalaka kedi Beyaz karıştı:
- Vallahi yeni yakalanmış taze fare gibisiniz, dedi.
Kaynanam ona sevecen baktı:
- Benim sadık yarim Beyaz'dır!
Kangal köpek Kanga da övülmek istemiş olacak ki;
- İsteseniz benim boynumu çat diye koparırsınız, deyiverdi.
Ben Kanga'nın boynuna baktım, iki bacağımın toplamından daha kalın!
Ancak, kaynanam bu söze öyle gevrek bir kahkaha patlattı ki, ben de koparabileceğine inandım.
Tam ben gündemin sıralandığı dosyayı açıyordum ki, başhekim;
- Tamam toplantı bitti. Tay tay mobilizede ancak bu kadar toplanılır, dedi. O sırada karım bir tomar káğıtla içeri girdi ve;
- Herif sana zahmet olmasın, ben toplantının tutanaklarını ve alınan kararları yazdım bile! dedi.