ABDULLAH Gül ve Condoleezza Rice, Washington’da "Stratejik Vizyon Belgesi"ni açıklıyorlar.
Asıl adı "Stratejik ortaklığı karşılıklı güven temelinde daha ileriye götürme ve derinleştirmeyi amaçlayan vizyon belgesi" olan belgenin (Hürriyet-05.07.2006) ne olduğunu anlamak biraz zaman alacak.
ABD ile Türkiye arasında "stratejik ortaklık" ilk kez Turgut Özal ile baba George Bush arasındaKörfez Savaşı ardından 1991’de dile getirildi ve ekonomi, siyaset, kültür, eğitim, bilim gibi çok geniş alanları kapsaması düşünülen ortaklık hiçbir zaman káğıda dökülmedi ve bir belge haline gelmedi. (Bkz: "Camp David Ruhuna Göre Stratejik Ortaklık" yazıları -Cüneyt Ülsever: Hürriyet-15, 16 ve 18 Haziran 2005.)
Bill Clinton da 1999 yılında Türkiye’yi ziyaret ederken "stratejik ortaklık"tan dem vurdu; ama yine ortaya yazılı bir metin konmadı.
Diplomatlar iki ülke arasında bir "genişletilmiş ortaklık" (enhanced partnership) imzalanmamış bir belgenin var olduğunu söylüyorlar.
* * *
Bu belge Türkiye’de uzun süre tartışılacak. Kimi beğenecek, kimi beğenmeyecek.
Ancak, uzmanlar bu belgenin bir anlaşma olmadığını, bundan dolayı imzalanmayacağını söylüyorlar.
Belge, bir yol haritası!
Belge, iki ülkenin ortak görüşlerini genel çizgilerle şekillendirdikten sonra esasen meseleleri nasıl tartışacaklarını şekillendiriyor.
Bugüne dek Türkiye-ABD ilişkilerinde her kafadan bir ses çıkıyor ve taraflar birbirlerinin görüşlerini düşünce kuruluşları ve medya üzerinden öğreniyorlardı.
Düşünce kuruluşları ve medya yine ilişkileri yorumlamaya devam edecekler.
Ancak, bu belgeyle taraflar, resmi görüş oluşturmak için izleyecekleri yöntemi tarif ve tayin edecekler.
Taraflar ortak görüş oluşturmak üzere izleyecekleri yöntemi belirliyorlar. Ancak, her konuda ortak veya aynı görüşe sahip olmak zorunda değiller. Zaten böyle bir zorlama da mümkün değil. Taraflar bu belgeyle önceden kabul görmüş yöntemlerle ele aldıkları meseleleri tartışacaklar ve ortak bir görüşe ya varacaklar ya da varamayacaklar.
Biz de neyin "ortak vizyon" olduğunu, neyin "ortak vizyon" olmadığını açık ve resmi olarak öğreneceğiz.
* * *
"Stratejik ortaklık belgesi" basında ve akademik dünyada uzun süre tartışılacak ve herhalde hakkında bir kanaat oluşacak.
Ben bu tartışmaya girmeden evvel, yukarıda yazdığım üzere, önce neyin ne olduğunu anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum. Konuyu hazmettikçe analizlerimi de size aktaracağım.
* * *
Ancak, şu safhada bir soruyu kafamdan atamıyorum.
İki ülke arasında "ortak vizyon"u tarif eden ve bugüne dek var olan büyük bir eksikliği giderme iddiasındaki bu belgeyi taraflar bu kadar önemsediklerine göre, neden iki ülkenin liderleri (Erdoğan ve Bush) değil de dışişleri bakanları açıklıyorlar?
"Türkiye-ABD ilişkilerinin el kitabı" olarak da adlandırılan ve ilişkilerin temel direği olacağı söylenen iki sayfalık belgenin sahipleri, neden iki ülkenin liderleri değil?
İl kongrelerine bile karışan Recep Tayyip Erdoğan, kendi müracaatına rağmen ABD’ye davet edilmemeyi ve bu belgenin sahibi olmamayı nasıl hazmetti?
* * *
Sanırım bu soruların cevapları, belgenin kendisi kadar önemli!