İSRAİL’in Lübnan’a saldırmasına Arap ülkelerinin tepki vermemesini, Sünni Arap ülkelerin Şii Hizbullah’ın bölgedeki etkinliğinin bu saldırıyla kırılmasını beklemelerine bağlayanlar çoğunlukta.
Sünni Arap ülkelerin, İran’ın Ortadoğu’da nüfuzunu artırmasından çok rahatsız oldukları malum.
* * *
Ancak, "Sünni-Şii çatışması"na biraz daha yakından bakınca ortaya başka boyutlar da çıkıyor.
Ben Ortadoğu’da devletlerin düzenli orduları yerine para-militer örgütlerin milis hareketlerinin etkinliğini artırması karşısında uyarılarımı sürekli yapıyorum. PKK’nın da bu yeni gelişme çerçevesinde bölgede kendine yeni müttefikler bulabileceğini düşündüğümü, bunun için de sınır ötesi operasyonu gerekli bulduğumu daha önce yazdım. (19.07.2006 "Sınır Ötesi Operasyon Şart".)
Ortadoğu’ya yeni bir bakış açısıyla bakınca klasik Şii-Sünni çatışmasının yanı sıra bazı yeni gelişmelere de dikkat etmek gerekiyor:
* * *
1) Sünni Arap ülkeleri, Hizbullah’tan Şii olduğu kadar, kendi diktatörlüklerine alternatif oluşturduğu için de çekiniyorlar. Hizbullah, mazlum Ortadoğu halklarına altyapı hizmetleri (gıda-sağlık-eğitim) de götüren bir anti-emperyalist örgüt yaratarak onların gözünde her geçen gün büyüyor. HAMAS bu yöntemle Filistin’de iktidar oldu, Hizbullah’a Lübnan’da halk desteği çok yüksek.
2) Nitekim, Hizbullah’ın ABD ve İsrail’e karşı verdiği anti-emperyalist mücadele, Sünni Müslüman Kardeşler’inbile takdirini kazanıyor. Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah, Ortadoğu’da yeni kahraman olarak algılanmaya başladı. Hayran kitlesi Sünniler arasında da katlanarak büyüyor.
3) Vehhabi El-Kaide örgütünün, Şiilere karşı nefret seviyesinde duygular taşıdığı malum. Son zamanlarda Hizbullah’ın Ortadoğu’da popülaritesinin artması karşısında çok rahatsız olduğu da bir gerçek. Bu açıdan:
a) El-Kaide’nin Hizbullah ile popülarite yarışına çıkarak yeni saldırı eylemleri gerçekleştirmesinin beklenmesinin yanı sıra,
b) Öldürülen El-Kaide lideri Ebu Musab el-Zarkavi’nin aksine yeni "ikinci adam" Eyman el-Zevahiri, Şiiler arasında ayrım yaparak, Irak’ta "ABD’ye teslim olan" Şiileri hálá düşman olarak gördüklerini ama "anti-emperyalist mücadele veren Hizbullah"a destek vereceklerini açıkladı.
Bu yeni yaklaşımla iki örgütün ortak hareket etmesi de ihtimaller arasına giriyor.
* * *
Para-militer örgütler arasında olası bir işbirliğinin Ortadoğu’yu ne hale getirebileceği, böyle bir terörist/milis ortak mücadelesinin gerçekte yeni Ortadoğu’yu yaratabileceğini göz önünde tutmak lazım.
Böyle bir işbirliği Ortadoğu’da rejimleri gerçekten değiştirebilir; ama yeni rejimler çok daha sert ve beter Amerikan düşmanı rejimler olabilirler.
Ben şeriat düzeni odaklı-Batı tipi demokrasi düşmanı ve demokrasinin temsil ettiği tüm değerlere karşı ideolojilerin Ortadoğu’dagelişmesinin, taşıdığı anti-emperyalist enerjibazı Türklerde sempati duyguları yaratsa da Türkiye’nin aleyhine olduğu görüşündeyim.
Zaten laik Türkiye’den büyük rahatsızlık duyan bu örgütler, bölgede etkinliklerini artırırken PKK’ya da sempati duyup, onu kendi doğal müttefikleri addedebilirler.
İşte bu olası gelişmeler beni çok rahatsız ediyor ve bu yüzden Türkiye’de Hizbullah’a alkış tutan kişilerden farklı tavır alıyorum.