BU filmi kaç kere gördüm, artık hatırlamıyorum. Herhalde dünyada bu kadar kolay kafası karışan, bu kadar kolay zıvanadan çıkan, bu kadar kolay birbirine düşürülen entelleri olan çok az ülke vardır.
Gazetelere, televizyonlara bir göz atın. Aklına fikrine saygı duyduğumuz insanların neredeyse ağızlarından çıkanı kulaklarının duymadığı bir hale gelmesi, üstüne üstlük yanlışlarında ısrar etmeleri neredeyse vaka-i adiye haline geldi.
* * *
Hadi hayırlısı! Hrant Dink cinayetinde katil avına "gelin beni yakalayın" diyen bir açık ve seçik katil zanlısıyla başlamıştık, şimdi "Acaba katil o mu?" diye sormadan edemiyoruz. (Bkz: Cengiz Çandar-Referans- 06.02.07)
Öte yanda, bilgi kirlenmesi ile kafaları karışan bazı entellerin körüklediği bazı tartışmalar beni ziyadesiyle ürkütüyor.
Aldığı tehditler nedeniyle ülke dışına gittiği söylenen Orhan Pamuk’a "Canım o da bazı sözlerine dikkat etseydi!" denebiliyorsa bu ülke kolayca yönlendiriliyor demektir.
Ben de bu durumdan korkuyorum ve korkumu açıkça ifade ediyorum!
Zekásına ve birikimine büyük saygı duyduğum, kendisine "abi" diye hitap ettiğim bir başka düşünce insanı derin devlet kavramına övgü düzüyorsa, üstelik övgüsünde yalnız değilse, bu sefer korkum katmerleniyor. (bkz: Nagean Alçı: "Maalesef bu ülkede derin devlet yok." Röportaj-Akşam-05.02.07)
* * *
Başbakan derin devletin varlığını kabul edip ancak neredeyse karşısında aciz kaldığını söyleyince de çok şaşırmış ve şöyle yazmıştım:
"...Öte yanda, Başbakan akıl almaz bir yanlış yapıyor: Derin devletin varlığını kabul ediyor, ancak ortadan kaldırılmasının çok güç olduğunu söylüyor.
Acaba, böyle konuşarak; kendi çaresizliğini yedi düvele ilan ettiğinin, zaten ürkmüş toplumu beter korkuttuğunun, güçlüye yaslanma güdüsündeki insanları ister istemez ’derin devlet’ dediği mekanizma lehine yönlendirdiğinin zerre kadar farkında mı?" (Hürriyet-31.01.07)
* * *
Kendisine "abi" dediğim düşünce adamı da zikrettiğim röportajda "derin devlet" kavramının fikir babası olarak takdim ediliyor ve terimin bugün dillere yanlış bir şekilde dolanmasından rahatsız olduğunu söylüyor. Ancak ona göre, "Türkiye’de derin devlet yok. Keşke olsa, derin devlet diyerek çeteleri kastediyorlar".
Derin devlet kimlerden oluşuyor sorusuna ise:
"Asker, sivil, işadamları... Fikir üretebilen insanların oluşturduğu fiili bir durumdur derin devlet. Bir araya gelirler ve devletin ideolojisini oluştururlar. Yayınları ona göre yaparlar, halkı ona göre yönlendirirler" diyerek cevap veriyor.
Çok ilginç bir saptaması ise şöyle:
"Mesela diyoruz ki, cumhuriyeti Atatürk kurdu. Ben diyorum ki cumhuriyet bir Osmanlı derin devlet projesidir. Atatürk ve padişah arasında hiçbir itilaf yoktu. Ancak önlerine çıkan şartlarda o zamanki devlet demiş ki ’Biz Osmanlı’yı sürdüremeyeceğiz. Yenildik. Bunu cumhuriyete dönüştürelim’..."
* * *
Suçluya hak verildiği, hukuksuzluğun bu kadar pervasızca savunulduğu, cuntacılığa bu kadar açık cevaz verildiği, TBMM’nin bu kadar rahat dışlandığı sözlerin/ yazıların /röportajların ardından Türkiye genellikle karartma günlerine girer.
Anayasal koruma altında MGK’sı olan bir ülkede derin devlete özlem duymanın anlamı nedir?