Şahinlerin ABD görüşü!

AVRASYA Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM), temsil ettiği statükocu-şahin görüşün en ciddi think-tank kuruluşlarından birisidir. ASAM, MGK Sekreterliği'ne çok yakın duran ve iddialara göre belirgin sayıda emekli generaller ve asker yakınlarının oluşturduğu bir merkez. Ülker'den maddi yardım aldığı da söyleniyor.

Merkezin başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın hazırladığı ‘‘Türk-Amerikan İlişkilerinde Irak Krizi’’ (sayı: 14, 21.07.2003) başlıklı bir rapor geçenlerde yayınladı.

* * *

Prof.Özdağ'a göre, son dönemde sıkışan Türkiye-ABD ilişkilerinin şekillenmesinde ABD'deki şu yargı büyük rol oynuyor:

‘‘...ABD'deki Türkiye uzmanları arasında ortaya çıkan bir yaklaşım, Türkiye'nin askeri anlamda gittikçe güçlendiğini, iddialı hale geldiğini... güçlendikçe ve iddiaları arttıkça tek başına...Ortadoğu'ya yönelik politikalar geliştirmeye başladığını... ve daha güvenilmez bir müttefik haline geldiğini ileri sürmektedir. (s: 11)’’

‘‘...(Reddedilen 1 Mart tezkeresi)...Wolfowitz'i...TSK'ya karşı büyük bir kin beslemeye itmektedir. (s: 3)’’

‘‘Saldırının hedefleri...yeni-muhafazakár ekibin TSK'dan intikam alması, TSK'da bulunduğuna inanılan anti-Amerikancı ekibe gözdağı vermek...’’ vb. (s: 10)

* * *

Ona göre Irak'ta tıkanan ilişkiler özünde Türkmen-Kürt ikileminin çevresinde gelişiyor:

‘‘...sayıları ancak 4 milyon olan Kürtlere beş temsilcilik verilirken, sayıları 3 milyon olan Türkmenlere...’’ (s: 2)

Ben en iyi tahminle 1 milyon kabul edilen Türkmen (1:4) nüfusunun 3 milyon olduğunu (3:4) ilk defa okudum.

Özdağ'a göre:

‘‘...1991'den bu yana TSK'nın ezici gücü altında ezilen KDP ve KYB'ye ‘‘Artık yalnız değilsiniz’’ denmektedir...’’ (s:16)

Aynı Özdağ'a göre yine de:

‘‘...Türkiye'nin...Türkmenlere destek veren politikası anti-Kürt değildir.’’ (s:16)

Ancak, yine de:

‘‘...(KYB'nin Süleymaniye baskınında aktif görev aldığı iddiası ile)’’.... Bunun ileride KYB'den hesabının ayrıca sorulması gerekir. (s:17)

Ben Özdağ'ın Irak'taki Kürtler hakkındaki görüşlerini hiç anlamadım.

* * *

Özdağ'a göre, ABD aksine bir tavır geliştirmezse, Süleymaniye Vakası'nın sonuçları:

a) Stratejik ortaklığın ölümü,

b) ABD'nin, Türkiye'nin toprak bütünlüğü için tehdit olarak algılanması,

c) AB-ABD seçenekleri arasında AB'nin öne geçişi
... olacaktır.'' (s:18) Ama:

‘‘ABD... Türkiye'den de PKK-KADEK ile görüşmelere başlamasını talep etmesi ile... AB'nin ön plana çıkması bile söz konusu olabilir...’’ (s.18)

‘‘...Esasen, AB KADEK'i terörist örgüt olarak kabul etmeyerek ileride yapacağı bu uygulamanın temelini hazırlamıştır.’’ (s:19)

Prof. Özdağ, son zamanlarda bize hasımlık eden ABD yanında ‘‘ona göre Irak Savaşı ile yakınlaştığımız AB’’nin dostluğundan şüphe etmememiz gerektiğini vurguluyor!

* * *

Şahinlere göre, ‘‘içe kapanmaktan’’ başka çare yok!
Yazarın Tüm Yazıları