BUGÜNLERDE cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından yapılma ihtimali yükselen bir erken seçim gündemde büyük yer tutuyor.
Başbakan’ın bazı imaları da böyle bir ihtimale çanak tutuyor.
Köşe yazarları konuyu tartışırken bazıları, "cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından yapılacak erken seçim"i daha önce kendilerinin ortaya attıklarını söylüyorlar.
Onlar ne zaman ortaya atmışlar bilemem ama ben "meseleyi"17 Aralık 2006 tarihinde, bundan tam 70 gün evvel bu yazının başlığı altında işlemiştim.
O günlerde hiç kimse bu konuyla ilgilenmiyordu.
Bugün size aynı yazıdan bazı alıntıları sunuyorum, zira gerekçelerim hálá aynen geçerli.
* * *
"Recep Tayyip Erdoğan’ın ne yapacağını benim bilmem mümkün değil ama ben ’o’ olsaydım, kesin cumhurbaşkanı olurdum...
...Ben Recep Tayyip Erdoğan olsaydım:
1) Cumhurbaşkanı seçiminden sonra 6 ay hanımefendimi Köşk’e taşımaz, hiçbir kabule götürmezdim. Sabah evden cumhurbaşkanlığına işe gider gibi çıkar, akşam mesai çıkışı eve geri dönerdim. Evimi şehrin dışına taşır, Ankaralıları işe giderken trafikte bunaltmamak için Köşk ile evim arasında helikopter kullanırdım.
2) Cumhurbaşkanı seçildiğim oturumda, aynı gün TBMM’de ’erken seçim’ kararı da çıkarır, ’erken seçim mi, alın size erken seçim!’ derdim.
Erken seçimi haziran sonunda yapmak artık işime gelirdi. Zira:
Aday olduğum günden itibaren muhaliflerim bana veryansın edeceği için, 2002 yılında partime oy verip sonradan kızanlar muhalefetin darbe çığırtkanlığından tutun, ipe sapa gelmez iddiaları, hakaretleri karşısında bu sefer bana muhalefet eden herkese beter kızmaya başlayıp (erken seçimde sıcağı sıcağına) ’ben de size inat oyumu yine AKP’ye vermezsem!’ derlerdi. 2002’de bana destek verip desteğini sonradan kesen liberal taifesi de karşı tarafın insafsız antidemokratik tutumu karşısında yine benim partimi desteklemek zorunda kalırdı.
* * *
Erken seçim AKP içindeki olası bir liderlik çatışmasını da gündemden kaldırır, çözmese bile erteler. Tamam, Abdullah Gül halefim olmak için en güçlü aday ama diğer partililer de insan, onların da rüyaları-hülyaları var. Araya uzun bir süre girerse onların nefsini kaşıyacak çok insan çıkar. Ama erken bir seçim parti içinde herkesi uzlaşmaya iter.
* * *
Aday olursam ülke karışırmış!
Yok böyle bir şey! Türkiye 2007 yılı itibarıyla zaten durdu. AB ile müzakerelerin 2007 yılı için dondurulmasıyla zaten ok yaydan fırladı. Ekonomide yaşanacaklar zaten yaşanacak!
Birkaç muhalif gazeteci söver sayar, emekli ve genç subaylar tehdit eder, belki Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı açık salvo atar, borsa ola ki baş aşağı döner ama darbe olmaz. Olsa olsa 28 Şubat usulü AKP’yi bölmeye kalkarlar ama zaten erken seçim bölücülere zaman tanımayacağı gibi ben de onlara çoktan yeniden seçileceklerini vaat etmiş olurum.
Hakkımda koparılacak her türlü gürültünün partiye oy olarak döneceğine, bundan dolayı yine herkesin seçilebileceğine "o gün"den kısa süre önce milletvekillerimi beşer beşer kabul ederek hepsini ikna ederdim.
Ben Recep Tayyip Erdoğan olsaydım bu fırsatı kaçırmazdım.
Ardından da beni cumhurbaşkanı yapan "üçlü"ye(*) teşekkür mesajı yayınlardım!"
(*) Üçlü= Cumhurbaşkanı+Genelkurmay Başkanı+anamuhalefet lideri