Paylaş
Türkiye’de kimi kök salmış meseleler birbirinden bağımsız gibi gözükse de esasında birlikte ve aynı anda çözülmedikçe çözümleri dengeleyemeyeceği için dertleri dert olmaktan çıkaramazlar.
Ülkede sosyal ve siyasal alanda sıkıntı çok ama bence üç mesele göreceli ağırlıkları itibarıyla çözümde öncelik almayı hak ediyorlar. Bu meseleler:
1) Sünni kız öğrencilerden türbanlıların üniversitelere kabul edilmemesi. Sünni öğrencilerin devam ettiği imam hatiplilere de "katsayı sorunu" nedeniyle üniversite kapılarının kapatılması. Bu sorun esasında tüm meslek lisesi öğrencilerini kapsıyor!.
2) Alevilerin inanç özgürlüğü açısından yok sayılması.
3) Kürtlere "PKK sendromu" çerçevesinde bazı haklarının teslim edilmemesi, daha açık yazalım; Güneydoğu ve Doğu’da zımni ayrıcalık uygulanması.
* * *
Bu meselelerin çözülememesinin temel nedeni ise bir grubun meseleleri çözülürse onların kazanılacak hakları istismar edeceklerine dair diğer grupların inancıdır.
Kimileri üniversiteye giderlerse türbanlıların kamusal yönetime girmelerinden korkuyor. Kimileri Alevilere hakları verilirse inanç alanında kendi egemenliklerinin sona ereceğini düşünüyor. Kimileri de hakların Kürtleri farklı bir devlet isteğine götürmesinden ürküyor.
Tek başına ele alındığı için, AKP’nin türbana üniversite yolunun açılmasına dair Anayasa değişikliği denemesi hüsranla sonuçlandı.
* * *
Düşüncem başından beri odur ki; eğer yukarıda sıralanan meseleleri bertaraf edecek özgürlükler ortak platformda aynı anda ele alınır ve aynı anda sınırları tarif edilirse bu ülke bazı sıkıntılarını aşar.
Yukarıdaki cümlede yer alan özgürlüklerin "sınırlarını tarif etmek" kavramı çok önemli, zira karşılıklı korkuları bertaraf etmenin en doğru çaresi, özgürlükleri çoğaltırken, "birinin özgürlüğü diğerinin özgürlüğünün bittiği yerde başlar" şiarını demokrasinin "denetleme ve dengeleme" ilkesinin vazgeçilemez parçası olarak kabul etmektir.
* * *
Yukarıda saydığım prensipler etrafında ortak atılımlar ve açılımlar yapmak için son zamanlarda yaşanan bazı paralel gelişmeler bana umut verdi:
1) CHP türbanlılara partiyi açtı.
2) AKP Alevilere tekrar yeşil ışık yaktı.
3) MHP de Alevileri açıkça kucakladı.
Kabul, hepsi yerel seçime hazırlık yapıyorlar. Ancak, demokrasilerde yol göstericinin seçmenin tercihini yansıtan "oy" olduğunu unutmamak gerekir. Eğer ortak bir paket açılırsa, yine aynı saikle tüm partiler destek verme mecburiyeti hissedeceklerdir.
* * *
Bugünkü yazımı basit ama çok anlamlı bir olayı hatırlatarak bitireceğim. Geçen 23 Nisan kutlamalarında ilk Meclis’teki törende DTP milletvekili Hasip Kaplan MHP lideri Devlet Bahçeli’ye yaklaşarak saygıyla elini sıktı. Eski Meclis’in sıralarında oturmakta olan Bahçeli de kendisine:
"Hasip gel yanıma otur, bu Meclis’i beraber kurduk!" dedi (mealen).
Ben o gün "İşte özlediğim Türkiye bu!" duygusuna kapıldım ve Bahçeli’ye içimden teşekkür ettim.
Yarın, aklıma göre ortak paketin bazı detaylarını sıralayacağım.
Paylaş