ÖNCE bir not. Hrant’ın arkadaşları bir not göndermişler. Ben de altını imzalayarak yayınlıyorum.
"Meslektaşımız Hrant Dink haince katledileli iki yıl oldu. Cinayetin tasarlanması, işlenmesi ve cinayet sonrası delillerin saklanması veya yok edilmesinde rolü olan tüm kişiler ve bunların devlet kurumları içinde yer alan bağlantı ve uzantıları yargı önüne çıkarılmadıkça, açılan dava bu derinlikte sonuçlandırılmadıkça, cinayet kamu vicdanını sızlatmaya devam edecek; Türkiye Cumhuriyeti Devleti de aklanmamış olacaktır. Davanın takipçisi olmayı sürdüreceğiz."
* * *
Obama bugün ABD’de başkanlık makamını Bush’tan devralıyor. Sadece ABD değil, bütün dünya, Obama’yı yeni bir dönem beklentisi içinde alkışlıyor.
Çoğunluğun uzun yıllar dışladığı ve çekiştiği azınlıktan bir kişiyi kendi elleriyle başkan seçmesi, sadece o milletin büyüklüğünü değil aynı zamanda demokrasinin erdemini gösterir.
Bu anlamda yeni bir dönem başlamaktadır.
Bazı gözlemciler, ABD’nin gerçekçi döneme geçeceğini söylüyorlar. Gerçekçilik ABD’de daha çok Cumhuriyetçilere, idealistlik Demokratlara yakıştırılırken bu kez tersi olacağına inanılıyor.
Ben de şu anlamda bir gerçekçiliğin Obama döneminde gerçekleşeceğine inanıyorum:
Kibirli ve cahil neo-conların, ABD’nintek başına lider olduğu inancına dayanan unilateral dünya yönetimi anlayışları, ABD’nin eşitler arasında birinci olduğu inancına dayanan multilateral dünya yönetimi anlayışına dönüşecektir.
Herhalde, bu dönemde ABD hegemonik emperyal devlet görüntüsünü kerim emperyal devlet görüntüsüyle değiştirmeye de çalışacak.
Ancak ister tek başına, ister eşitler arasında, ABD’nin hiçbir başkan döneminde birincilik iddiasından, emperyal devlet olma sevdasından vazgeçmesi mümkün değildir.
Başkan Obama da seçilmiş bir garson olarak mutfağın ürettiklerini ABD ve dünyaya pazarlamaktan imtina etmeyecektir. Ancak, o bunu Demokratlara yaraşır bir üslup içinde yapacaktır.
Bunları daha önce de yazdım, şimdi tekrar yazıyorum. Neden?
Eğer, bazılarının yaptığı gibi ondan elinden gelenden fazlasını yapmasını beklersek yeni bir dönem beklerken duyduğumuz iştiyak kısa sürede hüsrana dönüşür.
Kimse renginin siyah, göbek adının Hüseyin olmasından medet ummasın!
Bizim beyaz Başbakanımız hep kendisini siyah Türklerin temsilcisi olarak takdim etmektedir, ama siyah Obama hiçbir konuşmasında ABD’de siyahları beyazlar önünde ön plana çıkarmamıştır. Zira, o devlet adamı olmaya soyunuyor, yerel politikacılığa değil!
* * *
Gelin bir test uygulayalım. Gazze’yi ele alalım.
Başkan Obama da her ABD Başkanı gibi kendisine Filistin meselesini çözmeyi ideal edinecek, Filistin’in de kendi devletini kurması için çaba sarf edecektir, ama kimse ondan Hamas’a anlayışla yaklaşmasını beklemesin.
Hamas kendisini El Fetih türü bir örgüt olmak için değiştirmeye kalkmadığı ve İran’dan uzaklaşmadığı sürece ABD’nin müesses nizamı Hamas’ı hazmedemez.
Adım gibi eminim ki, Obama’nın ekibi de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Hamas’ı kucaklayan, Yahudi düşmanlığını körükleyen, İran’ı savunan tutumunu da not etmişlerdir.
Sanırım, biz Obama’nın nasıl bir yönetim sergileyeceğini, nisanda Ermeni soykırımı iddiaları Kongre’de oylanırken anlayacağız!
Sadece insani niteliklerine bakarak kendine başkan seçen ABD halkını tekrar candan kutlarım!
(Yarın, Obama dönemini irdelemeye devam edeceğim.)