Paylaş
Ancak, “Garsonun hizmet şeklinde farklılıklar olabilir” diye de ilave ediyordum.
İşte size mutfağı zere kadar değiştirmeden fark yaratan garsonun farkı!
* * *
Obama; ABD’nin zorlu ve abuk bir savaşla ulaştığı “Irak petrolü ve doğalgazının denetimi üzerindeki hakimiyeti”ne zerre kadar helal vermeden, Irak’ı “emin ellere” teslim ederek bu bölgeden asker çekmek istiyor.
Bu meyanda “darbe” ihtimalinin tarihte belki de hiç bu kadar sıfıra yaklaşmamış olduğu bir dönemde Türkiye’de “darbemania” yaşanıyor!
Darbe ihtimali o kadar uzak ki, 27 Nisan ardından CNN-Türk’te ben “Bu bir muhtıradır!” dediğimde önce büyük iştiyakla bu terimi reddeden, baktı olmadı “Büyükanıt’ın bundan haberi yoktur!” diyerek ne olur olmaz saiki ile kıvırtan köşe yazarı şimdiki Genelkurmay Başkanı’na dayılanıyor! O bile korkmadığına göre, demek ki ortada darbe ihtimali hiç yok!
* * *
Peki ne oluyor?
ABD Türkiye’de müttefik değiştiriyor!
1) Obama BOP’u terk ediyor, dolayısıyla “ılımlı İslam” söylemi tedavülden kalkıyor.
2) Böylelikle, yeni ABD yönetimi artık Gülen Hareketi’ne eskisi kadar ihtiyaç duymuyor, hatta yeni olası müttefiki TSK’ya yaklaşabilmek için Hareket’ten “uzaklaşmak” bir zaruret.
3) Zaten, Gülen Hareketi de, 2003-2009 arasındaki tüm çabalarına rağmen, Güneydoğu ve Kuzey Irak’ta Kürtler üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığını yedi düvele göstermiş vaziyette. 29 Mart’ın Güneydoğu sonuçları ortada.
Obama, yeni dönemde, Kuzey Irak’ı gereğinde Irak’taki diğer unsurlara karşı koruyacak, gereğinde kendi toprağından ABD askerinin çıkmasına yardımcı olacak bir müttefike ihtiyaç duyuyor. Olası müttefik TSK!
Eğer TSK ile TC Hükümeti uyum içinde çalışabilirse, ABD çok memnun olacak.
Zaten Cumhurbaşkanı da Kürt meselesi ile ilgili olarak, “tarihi fırsat”ı “İlk defa Kürt meselesinde iki kurum (TSK-Hükümet) aynı yönde düşünüyor!” diye ilan etmedi mi?
* * *
Darbe korkusunun sıfıra yakın olduğu bir dönemde bir “kağıt parçası” neden bu kadar gürültü yaratıyor?
29 Mart’ın ardından ilgililer son gayretlere girdiler de ondan! Belgeye “Nisan-2009” tarihinin yakıştırılması da bu yüzden!
Belge hakkında iki ihtimal var ama ikisi de aynı kapıya çıkıyor:
1) Kuzey Irak’a hava saldırıları yapıldığı dönemde gördük ki, TSK kevgire dönmüş. İçeride her türlü meşrepten, muazzam azınlık olsalar da, insan var! Yakın dönemde epey servis verdiler.
2) Gülen Hareketi de artık bir merkezden yönetilemeyecek kadar büyümüş vaziyette.
Benim kanaatim odur ki; belge sahte de olsa gerçek de olsa, her iki tarafın merkezi iradesi ile hazırlanmadı!
* * *
Tahminim odur ki, belgenin/kağıt parçasının sahte mi, gerçek mi olduğunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Belge işlevini gördü. Topu hükümetin önüne attı ve görevi bitti!
Şimdi karar Hükümet’te!
Ya 2003’ten beri ama esasen 22 Temmuz’dan sonraki sıkı müttefiki Gülen Hareketi ile yolları ayıracak ve TSK ile “tarihi fırsatı” değerlendirecek, ya da... (Devamı yarın.)
Paylaş