BENCE en doğrusunu MHP Lideri Devlet Bahçeli yapmış ve Erdoğan ile Büyükanıt’ı TV’de ortak yayında konuşmaya çağırmış. O da benim gibi PKK konusunda hükümet ile TSK arasında ne kadar uyum olduğunu sorguluyor.
Benim de 5 Kasım’dan beri yapmaya çalıştığım bu!
Bir önceki yazımı ("Yol Haritası Var mı?"-13.12.07),
"Bizim ABD ile birlikte hazırladığımız, AKP ile TSK’nın üzerinde uyumlu çalıştığı bir yol haritamız var mı, yok mu?" diye sorarak bitirmiştim.
Zira devamlı ortada top çevrilmesini benim "kar politikası" olarak nitelediğim, iki çehreli bir politika dışında yorumlamak mümkün değil!
Sanki Türkiye ile ABD arasında halkı oyalamaya yönelik bir açık anlaşma var, bir de açık ifade edilemeyen zımni bir anlaşma var.
Bu iki çehreli anlaşma ile TSK da mutabık imiş gibi bir görüntü kamuoyuna takdim ediliyor. En azından hükümet bu intibaıyaratmak istiyor.
* * *
Ben 5 Kasım’dan beri kamuoyunu oyalamaya yönelik popüler politika ile uygulamaya yönelik gerçek politikayı ayrıştırarak kamuoyunu uyarmaya çalışıyorum.
Örneğin, 14 Kasım’da ("Yeni Roller mi Dağıtılıyor?") yazdım:
"Erdoğan-Bush görüşmesinden çıkan en somut netice ’anında istihbarat’. ABD (istediği zaman) gösterecek, Türkiye vuracak! Toplantıdan çıkan başka somut hiçbir şey yok."
Anında istihbarat 1 Aralık günü gözükür gibi oldu ama hiçbirimiz sınır ötesi harekát oldu mu, olmadı mı anlayamadık. Sınır ötesi harekát oldu diyenler bile yarım ağız konuştular. O günden sonra da "anında istihbarat" bir daha hiç gözükmedi.
* * *
Aynı tarihli yazıda şu soruyu da sordum:
"Bush görüşmesinin ardından DTP’nin PKK sempatizanlığı/yakınlığından sıyrılıp, açık seçik PKK politikalarını savunarak, resmen olmasa bile fiilen PKK’nınsiyasi uzantısı haline gelmesi de bir tesadüf mü?
Kürt unsurların resmi ortamlarda federasyonu bu kadar pervasızca savunduğu başka bir dönem hatırlıyor musunuz?"
* * *
Hatta 20 Kasım’da ("DTP Akıllı Oynuyor") aralarında kendimin de bulunduğu DTP’nin kapatılmasına karşı çıkan insanları da uyardım:
"DTP’nin kapatılmamasının, PKK’nın siyasi uzantısı haline gelmesinin kabulü anlamına geleceğini öngörebiliyorlar mı? Bu durumu hazmedebilecekler mi?"
* * *
Artık çok açıktır ki; 5 Kasım’da sağlandığı söylenen Erdoğan-Bush mutabakatı içinde:
1) DTP’nin PKK’nın siyasi kolu olarak siyasallaşmasına izin verilmesi.
2) PKK’lılar için kısmi af çıkarılması.
3) Sınır ötesinde ancak ABD’nin müsaade ettiği kadar harekát (hiç) yapıl(ma)ması.
4) Türkiye’nin haliyle kendi sınırları içinde askeri açıdan istediği gibi davranması vardır.
Bu kararlar kanımca yanlış değil ama özü itibarıyla çok acı ilaçlar içeren kararlardır.
Uygulamak büyük maharet,kararlılık ve kurumlar arası uyum ister.
* * *
Ben hükümetin kamuoyunu doğru yönlendiremediğini, Başbakan’ın çok mütereddit davrandığını görüyordum. Ama bu haftaya kadar TSK’nın nerede durduğunu, kurumlar arası uyumun ne seviyede olduğunu çözememiştim.
Nihayet, geçen hafta Büyükanıt durum saptaması yaptı!
Ben de anladım ki ortada maharet,kararlılık olmadığı gibi uyum da yok!