15.07.2004 tarihinde yazmış olduğum ‘Mesut Yılmaz: Hüzünlü Bir Demokrasi Dersi’ başlıklı yazıya Mesut Yılmaz,avukatı vasıtası ile ve Ertuğrul Özkök’ü muhatap kabul eden bir cevap gönderdi.
Savunma hakkına saygı gereği aynen yayınlıyorum:
* * *
‘Sayın Ertuğrul Özkök;
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni/İstanbul.
Değerli gazetenizin 15.07.2004 tarihli nüshasında Cüneyt Ülsever (koyulaştırma bana ait-C.Ü.) imzası ile yayınlanan yazıda gerçeğe aykırı bazı hususlara yer verilmiştir.
Bilindiği gibi kamuoyunda Türkbank ihalesi olarak bilinen olay yargıya intikal etmiş bulunmaktadır. Anayasamız yargıda görülen bir davada hiçbir makam veya kişinin yargı organlarına talimat veya tavsiyede bulunamayacağına amirdir.
Söz konusu yazıda: ‘TBMM gibi Yüce Divan da Ertuğrul Yalçınbayır’ın görüşlerine kulak asmamak durumundadır’ denilmek suretiyle yüksek mahkemeye açıkça tavsiyede bulunulmaktadır. Kaldı ki, bu tavsiyede bulunurken Meclis Araştırma ve Soruşturma Komisyonları gibi yazar da vahim bir hatadan hareket etmektedir. Yazarın deyimiyle karşılıklı aklama denilen olay, 20. yasama döneminde olmuştur. Oysa Türkbank ihalesiyle ilgili Soruşturma Komisyonu, 21. yasama döneminde teşkil edilmiş ve komisyon raporu aynı dönemde münferit olarak oylanmıştır.
Kamuoyunu doğru aydınlatmak durumunda olan bir yazarın, yargıya intikal etmiş bir konuda kişisel kin ve garezle gerçekleri çarpıtmaya çalışmasını, basın ahlak ilkeleri ile bağdaştırmak mümkün değildir. Ayrıca; konunun yüce yargıya intikalinin, müvekkilimin de arzusu doğrultusunda gerçekleştiğini hatırlatmak isterim.
Saygılarımla. A. Mesut Yılmaz Vekili
16.07.2004 Avukat R. Erden Arısoy.’
* * *
Klasik ithamların yer aldığı bu mektup benim yazımda Ertuğrul Yalçınbayır’a yönelttiğim soru ve eleştirilerden sadece bir tanesine cevap veriyor.
Cevaba göre; 20. dönemde karşılıklı aklama olmuş, 21. dönemde olmamış. Demek ki; bugün Yüce Divan konusu olan bir sürü iddianın o dönem koalisyon ortakları arasında görmezden gelinmesi aklama sayılmıyor!
* * *
Basit bir teşbih olan ‘Yalçınbayır’ı dinlememe tavsiyesinin’ anayasal suç olduğunun ise yeni farkına vardım! Tavsiyemi derhal geri çekiyorum.
Avukata göre ‘gerçeğe aykırı bazı hususlara yer verilmiştir’ ifadesi sadece yukarıdaki iddiaları kapsıyor.
Ancak; benim yazımda öze ait bazı sorular da var:
* * *
‘Yeni delil de vardır... kredideki imzanın sahte olduğu ortaya yeni çıkmıştır... Genç TV bedava devredilmiştir!..
...Mesut Yılmaz’ın sonradan Türkbank ihalesini iptal etmek zorunda kaldığında kullandığı gerekçenin daha önce ‘görmediğini’ söylediği Emniyet mektubu olduğu belgelidir...
...Başbakanlıkta ilk defa kozmik bir ‘mektubu kaybeden kişi’, bu kusuru ortaya çıktıktan sonra Mesut Yılmaz tarafından çok önemli bir görev olan Özel Kalem Müdürlüğü’ne terfi ettirilmiştir...’
Mesut Yılmaz’ın avukatı mektubunda bu iddialara hiç değinmediğine göre bunlar ‘gerçeğe aykırı bazı hususlara’ dahil değil!