MESUT Yılmaz ve Güneş Taner hakkında, işadamı Korkmaz Yiğit’in Alaattin Çakıcı’nın desteğiyle kazandığı iddia edilen, ancak sonradan iptal edilen "Türkbank ihalesine fesat karıştırdıkları" görüşüyle dava açılmıştı.
Yüce Divan görevini yürüten Anayasa Mahkemesi’nde, 1 yıl süren yargılamanın ardından Yargıtay Başsavcılığı’nın görüşü doğrultusunda suçun niteliği değiştirilmiş, "görevi kötüye kullanma" olarak belirlenmişti.
* * *
Mesut Yılmaz ve Güneş Taner’in eylemlerini bu suç yönünden değerlendiren Yüce Divan, davaya konu eylemlerin 1999’dan önce işlendiğini, "görevi kötüye kullanma" suçunun da 1999’dan önce işlenen bazı suçların ertelenmesini öngören şartla salıverme yasası kapsamında bulunduğunu saptamıştı. Yüce Divan, bu nedenle davayı karara bağlamadan erteleme kapsamına sokmuştu.
* * *
Mesut Yılmaz, erteleme kararını aldıktan sonra meydanlara çıkmış ve "memleketi kurtarma harekátına" girişmişti. Hedefi ise AKP hükümeti idi. Memleketi Rize’de görkemli bir törenle karşılanmış ve meydanda millete şöyle seslenmişti:
"(Yüce Divan’a) gönderme nedeni olarak da bula bula bir bankanın satışını buldular. Benim ihaleye karıştığımı söylediler. Karışıp da ne yapmışım, ihaleye katılanlarla görüşmüşüm. Görüşürüm, ben başbakanım. Biriyle değil, hepsiyle görüşürüm... Bunu bile bile beni mahkemeye gönderdiler. 1.5 sene mahkeme sürdü. Sonunda mahkeme dedi ki ’bu işte yolsuzluk yoktur’. Benim için önemli olan oydu. Bize yolsuzluk yaptı diyenler iftiracıdırlar. 3.5 sene ağzıma fermuar çektim, hiçbir şey söylemedim. Ama siyasete başladığım yerde, Rize’nin Cumhuriyet Meydanı’nda söylüyorum, hepsi müfteridirler."(Hürriyet, 04.08.2006)
Mesut Yılmaz önce ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu ile anlaştığını söyledi. Anlaşmanın aslı astarı çıkmadı. Ardından Erkan Mumcu’nun telefonuna çıkmadığını ilan etti. Mumcu bunu da yalanladı. Süleyman Demirel ile de buluşacaktı ama bu görüşme de gerçekleşmedi.
Ama, o "illa ki vatanı kurtaracağım" diyerek yoluna devam etti.
Gazete "Suç işlendi ama yasayla ertelendi" başlığı ile verdiği haberde, "...Yüce Divan, Yılmaz ve Güneş hakkındaki gerekçeli kararında, görevi kötüye kullanma suçunun aslında işlenmiş olduğuna, ancak erteleme kapsamında olduğundan davanın karara bağlanamadığına yer verdi..." diye yazıyor ve Yüce Divan’ın suç unsuru bulduğuna dair yorumlara yer verdiğini söylüyor. (01.11.2006)
* * *
Ben erteleme kararının ardından yazdığım bir yazıda (20.08.2006) bir başbakan olarak Mesut Yılmaz’ın "erteleme kararı" ile yetinmemesi gerektiğini, ertelemenin aklanma olmadığını, gerekirse AİHM’ye dahi giderek davayı sonuçlandırması gerektiğini yazmıştım.
* * *
Ancak, şimdi anlıyorum ki yanlış bir öneride bulunmuşum!
Eğer dava sonuçlansa imiş, gazeteye göre Mesut Yılmaz suçlu bulunacakmış!