Laikliğin önemsemediğimiz yönü

HÜRRİYET’in haberine göre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Alevilere Sünni İslam ağırlıklı din dersinin zorunlu tutulmasını din ve vicdan özgürlüğüne aykırı bulmuş.

Haberde:

"...Türkiye’deki iç hukuk yollarından sonuç alamayan Hasan Zengin’in başvurusu üzerine AİHM, Alevilere, Sünni İslam bilgileri içeren zorunlu din dersini din ve vicdan özgürlüğüne aykırı buldu. Sonbaharda açıklanacak kararda, ’Farklı inançların kendi dinlerini öğrenme hakkı ortadan kalkıyor’ denildi... (Mahkeme) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, din ve vicdan hürriyetini güvence altına alan 9. maddesine aykırı olduğunu belirledi. AİHM’nin aldığı kararın en geç sonbaharda açıklanması bekleniyor." deniyor. (04.07.2006)

Türkiye din dersinde "din kültürü ve ahlakı" okutulduğunu iddia ederek bu dersi herkese zorunlu kılıyordu. Halbuki bu ders uygulamada Sünni ağırlıklı bir ders olup, ağırlıkla ibadeti öğretiyor.

AİHM’den bu kararın çıkacağını öngören hükümet son zamanlarda din dersi kitaplarına Alevilik ile ilgili bazı ek bilgiler koymaya kalkmıştı ama Aleviler bu konuda kendilerine hiç danışılmadığını iddia ediyorlar.

Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı’na da büyük çapta Sünni anlayış hakimdir.

* * *

Ortak bir alışkanlığımız var. İnsanlarımız bazı ulvi kavramları sadece kendilerine yontuyorlar.

"Özgürlük" diye haykıran kendi özgürlüğünü, "demokrasi" diye haykıran kendi haklarını kastediyor.

Birbirimizin haklarını kendiliğinden teslim etme alışkanlığımız çok gelişmiş değil.

Nitekim, "din ve vicdan özgürlüğü"nün eksikliğinden en fazla şikayet eden siyasi partilerden birisi de AKP’dir. 28 Şubat sonrası ortamda onu iktidara taşıyan nedenlerden birisi işte bu hassasiyetidir.

Ancak son üç yılda üzülerek gördük ki; AKP’nin ve hatta ona hayatiyet veren tabanın "din ve vicdan özgürlüğü"nden kasti sadece Sunni Müslümanların kısıtlanan haklarıdır.

Sadece AKP’li siyasiler değil, insanımız da "öteki" addettiği Alevilere karşı oldukça duyarsız.

Şimdi bu duyarsızlığı, bir kez daha yabancı bir kurum, AİHM düzeltiyor veya düzeltmeye çalışıyor.

* * *

Çok değil, 1-2 yıl önce laikliğe saygılarından zerre kadar şüphe etmeyeceğim oldukça eğitimli insanların çalıştığı bir kurumda bir okul arkadaşımın "Alevi olduğunu" ağzımdan kaçırınca arkadaşım beni bir köşeye çekmiş ve benden "Alevi olduğunu" başkalarına duyurmamamı istemişti. Alevi arkadaşım yıllardır bu kurumda çalışmakta idi ve kökenini diğerlerinden gizlemek ihtiyacı duyuyordu!

* * *

Bu ülkede vergi toplarken Sünni, Alevi, Yahudi, Ermeni, Rum vb. ayrımı yapılmıyor. Herkes medeni bir ülkede olması gerektiği gibi kanunlar önünde eşittir ve herkes din, etnisite, mezhep vb. farklılıklarına rağmen eşit oranda vergi öder.

Ancak, iş devletten hizmet almaya gelince bu eşitlik korunmuyor.

Ülkemizde hem devlet "Din hizmetini ben vereceğim" diyor, hem de bazı vatandaşları dışlıyor.

Bence ülkedeki temel garabetlerden birisi de budur ve bu konuda hem siyasiler, hem de çoğunluğu oluşturan Sünniler oldukça duyarsız bir tutum izlemektedir.

Dilerim, Hürriyet’in sonbaharda açıklanacağını duyurduğu AİHM kararı vesilesi ile Türkiye eksikliklerinden birisini düzeltme imkánı bulur!
Yazarın Tüm Yazıları