Kuzey Irak: Hükümet milleti oyalıyor

ÇOK değil, 21 gün evvel, 14 Haziran 2007 günü yazdığım "Başbakan’ı Kutluyorum" başlıklı yazıda aynen şunları söylemiştim:

"Hükümetin bir türlü ’Kuzey Irak politikası’ üretemediği ve bu politikasızlığın iç mesele haline getirilip seçime giden Türkiye’de belden aşağı vurmak için malzeme yapıldığı bir ortamda; Recep Tayyip Erdoğan’ın sınırötesi harekáta açık ve net sözlerle set çekmesi, siyaseten çok riskli ama ülke açısından hayırlı bir karardır.

Her geçen gün şehit kanlarıyla yıkanan ülkemizde böyle bir kararı vermek cesaret işi olduğu kadar akıl işidir."

* * *

Ancak, bir sürü konuda olduğu gibi analiz derinliği yerine pragmatik çıkar yöntemiyle hareket eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sınırötesi harekáta set çeken tavrından da çark etti ve tezkereye "bir gece ansızın gelebilirim!" dedirtmeye başladı.

Sakın Kuzey Iraklı Kürtler telaşlanmasın! Başbakan kendi partisinden böyle bir karar çıkartamaz.

En fazla tezkereyi çıkartacakmış gibi yapar!

* * *

Başbakan neden çark etti?

AKP; şehit kanlarının oluk oluk aktığı bir ortamda, önemle Anadolu’da, Kuzey Irak meselesinde kararsızlığı nedeniyle giderek yıpranıyor da ondan!

Son olarak Deniz Baykal’ın 22 Eylül 2003’te Dubai’de ABD ile bir anlaşma imzalandığını söylemesi ve "AKP 1 milyar dolar hibe karşılığında ABD’ye Kuzey Irak’a girmeme taahhüdünde bulundu" iddiasında bulunması, hükümeti çok zor durumda bıraktı.

Anlaşmayı Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Ali Babacan birlikte yalanladılar ama yalanlama yalan çıktı.

Bu sefer "Kuzey Irak’a girmeme şartı yoktu" dediler.

Ama, galiba bu yalanlama da yalanlanıyor.

Tufan Türenç, "Minare ve Kılıf" başlıklı yazısında (Hürriyet-04.07.2007) ABD’yle çetin 1 Mart tezkeresi pazarlığını yapan Büyükelçi Deniz Bölükbaşı ile konuştuğunu yazıyor.

Deniz Bölükbaşı, "12 Nisan 2003 tarihinde Amerikan Kongresi, Ek Ödenek Yasası’nı kabul etti. 16 Nisan’da yasa Bush tarafından imzalandı ve yürürlüğe girdi. (Söz konusu anlaşma) Devlet Bakanı Ali Babacan tarafından 22 Eylül 2003 tarihinde imzalandı" diyor.

Anlaşma Bölükbaşı’nın önüne de gelmiş. Bölükbaşı anlaşmada "Kuzey Irak’a girmeme koşulu"nun da olduğunu vurguluyor. Zaten bu yüzden zamanında kıyamet kopmuş.

Hükümet o zaman da baskılar karşısında çark etmiş. Anlaşma yürürlüğe girmemiş.

Tufan Türenç’in bildirdiğine göre Bölükbaşı çok ağır bir söz sarf etmiş:

"Başbakan ve bakan, yalan diye ısrar ediyorlarsa kendilerine imzalı anlaşmayı takdim edebilirim. Dini ahlak, yalan söylememeyi gerektirir."

* * *

Hükümet başının daha da sıkışacağını hissedince "tezkere havası" yaratmaya çalışıyor. Zira, CHP ve MHP’nin peşini bırakmayacağının da farkında.

Hükümet, AKP bünyesindeki Kürt asıllı milletvekillerinin olumsuz oyları nedeniyle zamanında 1 Mart tezkeresini de çıkaramamıştı.

154 milletvekilinin aday listelerinden silindiği bir ortamda hükümet böyle bir tezkereyi Meclis’ten bütünlük içinde hiç çıkaramaz.

CHP oylarıyla tezkere çıksa dahi 150-160 milletvekili fire verecek AKP rezil olur.

Başbakan sadece "mış gibi" yapıyor!
Yazarın Tüm Yazıları