Paylaş
Ancak, bugün Başbuğ’un açıklamasındaki bir noktayı irdelemek istiyorum. Meğer ünlü belge/kâğıt parçasının üzerinde tarih yokmuş!
Halbuki biz o “belge”yi Nisan 2009 tarihli biliyorduk. Zira “belge”yi ortaya çıkaran Mehmet Baransu Türkiye’yi birbirine sokan ünlü haberinde aynen şöyle yazıyordu.
“Nisan 2009’da Deniz Piyade Kurmay Kıdemli Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlanan planda, Ergenekon soruşturmasından duyulan rahatsızlık açık bir şekilde dile getiriliyor.” (Taraf-12.06.09).
Baransu haberinde “tarih konusu”nda açıklamaya gerek duyurmayan çok net bir ifade kullanıyordu.
Halbuki Başbuğ “belge”de tarih olmadığını söyledi. Ben çok şaşırdım. Bir sürü arkadaşıma sordum. Onlar da, benim gibi, topyekûn, belgede tarih bulunduğunu, hatta tarihin 29 Nisan 2009 olduğunu zannediyorlardı.
Mehmet Baransu, Başbuğ’un açıklamasından sonra ifadesini farklılaştırıyor ve şöyle söylüyor:“Biz bunu... teyit edip yayımladık. İçeriden aldığımız bilgi çerçevesinde, Nisan 2009 kararını verdik. Yani askeriyeden aldığımız bilgi bu... Biz, Genelkurmay ile konuştuk, netleştirdik bunu... Belgenin üzerinde tarih olmadığını biliyoruz. Bu yüzden öyle netleştirdik, ondan sonra yazdık.” (Naklen-Milliyet-27.06.09)
Baransu neden bu açıklamayı 12 Nisan’da yapmadı ve verdiği tarih sarihmiş gibi haber yazdı da şimdi “açıklamalı” konuşuyor, ben çok merak ettim.
Baransu’nun Genelkurmay Başkanı’nın açıklamasının ardından “Askeriyeden aldığımız bilgi” veya “Biz Genelkurmay ile konuştuk” sözleri de garibime gitti ama ben esasen “Neden Nisan 2009?” sorusuna takıldım. Nisan 2009’un hikmeti ne?
* * *
1) 14 Nisan 2009’da İlker Başbuğ Hava Harp Akademileri’nde bir brifing verdi ve bu brifingde Ekrem Dumanlı’ya göre 12 kez cemaatlerden bahsetti. (Zaman-16.04.09), daha açık yazalım cemaatleri hedef aldı. Emre Aköz de Başbuğ’un cemaatlerden kimi kastettiğini açıkça yazdı:
“Konuşmada ‘cemaatler’ deniyordu ama vurgulamalardan ve satır aralarından kastedilenin Fethullah Gülen Cemaati olduğu apaçıktı.” (Sabah-15.06.09)
2) Ben bilmiyordum, Ertuğrul Özkök 9 Nisan’da yazdı, öğrendim. Nisan ayında Fethullah Gülen de ilginç bir çıkış yapmış:
Özkök’ün naklettiğine göre Fethullah Gülen, 8 Nisan 2009’da, www.herkul.org sitesine bir açıklama yaparak önce 28 Şubat’ı değerlendirmiş ve geleceğe matuf uyarılarda bulunmuş.
Sonra da Fethullah Gülen aynen demiş ki:
“...Yarın tahşiye (‘içerideki bir şeyi açıklayan not yazma’ - Osmanlıca Türkçe Sözlük - Mustafa Nihat Özön - 8. Baskı - İnkilap Yayınevi - 1997 - CÜ) diye bir şey icat edebilirler, Allah korusun... Bizden görünen kişilerin ellerine de kaleşnikofları verirler. İki yerde eylem yaptırıp, ‘Demek ki, fırsat bulunca bunlar da silâha sarılabilir’, derler. Çuvaldızı bile olmayan insanlara, terörist damgası vurmak isteyebilirler.” (Sabah-22.06.09)
* * *
Elimde değil, aklıma takıldı:
1) Fethullah Gülen daha 8 Nisan 2009 tarihinde, kamu önüne sonradan çıkan tahşiye/belge/kâğıt parçası: açık adları ile yazalım “İrticayla Mücadele Eylem Planı” veya namı diğer “AKP ve Fethullah Gülen’i Bitirme Planı” hakkında bilgi sahibi mi idi?
Unutmayın, “belge/kâğıt parçası” 4 Nisan’da bulunuyor, 6 Nisan’da Mahkeme’de dosyası açılıyor ve 12 Nisan’da da kamuoyuna (Taraf Gazetesi) açıklanıyor.
2) Başbuğ, 14 Nisan konuşmasında Gülen’in “belge/kâğıt parçasından” önceden haberdar olduğunu biliyor muydu?
1 Mart tezkeresi sonrası gelişmeler... 29 Mart seçimleri (özellikle Güneydoğu’da alınanneticeler)... Obama’nın Başkan seçilmesi... BOP’un sona erdirilmesi... ABD’nin Kuzey Irak’tan çekilme planı... Başbuğ döneminde TSK ile ABD’nin 2003’ten beri ilke kez yakınlaşması...
30 Haziran Salı günü Mahir Kaynak Hoca’yı bile kıskandıracak bir komplo teorisi yazacağım!
Paylaş