Irak Konferansı güme gidiyor!

TEZKERE kararı çıkmadan önce 13 şehit verdiğimiz günden beri yazıyorum. PKK saldırıların iki hedefi vardır. Türkiye Kuzey Irak’ta tek başına harekát yapacak ve:

1) Türkiye-ABD ilişkileri onanmayacak seviyede bozulacak.

2) Türkiye’nin Ortadoğu’da başat ülke olması kökten engellenecek.

* * *

PKK’nın ardında kim var? Yine ısrarla yazıyorum:

Yukarıdaki hedefler kime yarar sağlayacaksa, o(nlar) var!

PKK terörü bu iki hedefe doğru ilerlerken maalesef, üç alanda oldukça başarılı oldu:

1) Ülkede zaten çok yüksek olan ABD karşıtlığını mislisi ile artırdı.

2) Ülke içinde Türk-Kürt ayrımını körükledi.

3) Hafta sonu İstanbul’da yapılacak "Irak’a Komşu Ülkeler Konferansı"nı nötralize etti, içini boşalttı.

* * *

Yaşanan tüm bu kargaşa içinde gözlerden kaçan dört nokta var:

1) ABD Irak’tan çekilmeye çalışırken Kuzey Irak’ı Türkiye’ye emanet etmek istiyor.

2) Bir dediği bir dediğini tutmuyor ama Barzani Türkiye’nin kendisine sahip çıkmasını, bunun için de özde kendisinin muhatap alınmasını istiyor. PKK’yı da bu uğurda elinde koz olarak tutmaya çalışıyor.

3) ABD’nin kaba ve genel stratejileri var ama artık Kuzey Irak dahil, bölgede inisiyatif sahibi değil. Görünümde denetim ABD’nin elinde ama çeşitli unsurlar bölgede cirit atıyorlar.

4) Denetim dışı gelişmeler bölgede İran’ın, global seviyede de Rusya ve Çin’in işine geliyor.

* * *

Hafta sonu İstanbul’da yapılacak "Irak’a Komşu Ülkeler Konferansı" Irak için ilk kez somut kararlar alma yolunda İran ve Suriye ile ABD’yi bir araya getirecekti ve ortak çözüm arayışına Türkiye ev sahipliği ve dolayısı ile önderlik yapacaktı.

Çeşitli vesilelerle bazı bölge (ülke)leri İstanbul’da toplantı yapılmasını birkaç kez engellemişlerdi.

O(nlar) ABD’nin kendilerini doğrudan muhatap almasını bekliyorlar ve ABD’ye ölümü gösterip (Çin ve Rusya ile ittifak yapmak), onu sıtmaya razı etmek (Ortadoğu’da başat ülke olmalarını ABD’nin kabullenmesi) istiyorlar.

* * *

"Irak’a Komşu Ülkeler Konferansı" Türkiye için büyük diplomatik mücadeleler sonunda elde edilmiş bir şanstır.

Bu konferansta Türkiye aktif bir rol oynayacak ve çözüm öneren, bu uğurda çeşitli unsurları bir araya getirmeye çalışan başat ülke konumuna gelecekti.

Maalesef, ülkenin içine sürüklendiği durum, Türkiye’yi tersine pasif duruma düşürmüştür. Şimdi konferansta başka ülkeler Türkiye ile (Kuzey) Irak arasında arabulucu rolüne soyunacaklar ve onlar başat ülke(ler) haline geleceklerdir.

Irak’a askeri harekát yapmak durumunda olan ve yapmaması için ikna edilmeye çalışılan bir ülke Irak’a barış getirme çabalarında ciddiye alınır mı?

* * *

Üzülerek görüyorum ki; 1 Mart tezkeresinden beri Türkiye Ortadoğu’da pasif politikalar yürütmek zorunda kalıyor ve müttefikin çapsız politikaları nedeni ile "Kapıldım bahtımın rüzgarına!" kıvamında iki arada bir derede yaşıyor.

Türkiye’nin Ortadoğu’nun aktif ve emperyal ülkesi olmasını dilerken, içine sürüklendiği duruma çok üzülüyorum!
Yazarın Tüm Yazıları