Yüce Divan, "Türkbank davasına fesat karıştırma" iddiasıyla başlayan davada iddiayı son safhada "görevi kötüye kullanma"ya çevirdi ve sonra kararı erteledi. Mesut Yılmaz bu kararla rahatladı. Kolay değil, uzun süredir sıkıntılı günler yaşıyordu. Gözü aydın!
Mesut Yılmaz kararı alır almaz, herhalde yaşadığı sevincin etkisi altında, basının sorularına verdiği cevaplarda, "İhtiyaç duyulursa siyasete dönerim!" demiş.
Ben hemen durumu özetleyeyim:
"İhtiyaç yok!"
* * *
Bu köşeyi takip edenler bilirler. Recep Tayyip Erdoğan’ın çapının bu ülkeyi yönetmeye yetmediğini açıkça yazıyorum.
Ülkenin ve hatta AKP’nin selameti için erken seçimi elzem gördüğümü yazılı basında ilk ilan eden kişiyim.
Ama Süleyman Demirel, Rahşan Ecevit, Yaşar Okuyan, İlhan Aküzüm vb. ülkeyi kurtarmaya soyununca kafamın tası atıyor.
Şimdi de Mesut Yılmaz’ın siyasete dönmeyi düşünmesi, beni sonunda çileden çıkardı!
* * *
Yukarıda saydığım isimleri gözünüzün önünden geçirip gözlerinizi kapayın.
Çağrışım metoduyla aklınıza gelen ilk kelimeleri sıralayın:
"Yolsuzluk", "aile resmi", "hanedan", "kriz", "batık bankalar", "enflasyon", "işsizlik", "yoksulluk" aklınıza gelen ilk kelimeler değil mi?
Bu siyasileri seçim sandığında millet gömmedi mi?
Merkez sağı bunlar kendi elleriyle AKP’ye teslim etmediler mi?
AKP, bunlar gitsin diye "negatif oylarla" seçilmedi mi?
Yaşar Okuyan kendi memleketi Yalova’da belediye başkanlığı seçimini dahi kaybetmedi mi? Yalovalılar kendisi hakkında ne düşünür?
* * *
Mesut Yılmaz’ı ele alalım. Turgut Özal’dan devraldığı "ANAP misyonu"nu son seçimlerde yerle bir eden kişi o değil mi?
"Turgut Özal sermayesini" hovardaca harcayıp kediye yükleyen bizzat kendisi değil mi?
Yüzde 10’larda seyreden Milli Görüş oylarının AKP’de yüzde 34’e fırlamasını temin eden iki kişi Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller değiller mi?
* * *
Anladığım kadarıyla siyasetin sihirli iksiri "itibar ihtiyacı" insanın kanına girince bir daha hiç çıkmıyor. Ülkeyi kendilerinden menkulbilmeye başlıyorlar!
Seçimi kaybeden her siyasi Ankara’da bir büro açıyor ve benzerleriyle günlerce, aylarca, yıllarca "geri dönecekleri günleri" beklemeye başlıyorlar.
Daha önce mensubu oldukları partilerden dışlanan "laci elbiseliler", çoktan mevta olmuş siyasi liderlerin etrafında toparlanıp "size ihtiyaç var!" demeye başlıyorlar.
Onlar da buna inanıyorlar! Ne de olsa onlar da insan. Eski şaşaalı günleri unutmak kolay değil!
Ancak, ben tüm "ittifak erbabına" açıkça söylüyorum: Size ihtiyaç yok!