HURŞİT Tolon hiçbir zaman bende saygı duygusu uyandıran bir insan olmadı. O da, bazı askerler gibi, vücuduna geçirdiği üniformasını kendi teni sandı, milletin paralarıyla satın alınıp kendisine emanet edilen silahların gölgesinde esip gürlemekten imtina etmedi.
Sivilleri giydikten sonra da Cumhuriyet mitinglerinin başaktörlerinden oldu.
Gözaltına alındığı gün de hep beraber şaşırarak "A! kral çıplak" dedik.
Tolon’un demokrasiden zerre kadar nasibini aldığını düşünmüyorum.
Ancak...
Yukarıda ifade edilen görüşler benim sübjektif görüşlerimdir ve bu görüşlere dayanarak hakkında yargısız infaz yapma hakkım olamaz.
General, başbakan, gazeteci, yazar vb. herkes yargılanabilir, suçlu bulunan suçunu çeker. Ancak benim görevim, bu köşede daha önce de yaptığım gibi, beni hayásızca dinleten emekli generale bile hukuk istemektir.
Bazı meslektaşlarımın düştüğü kin ve intikam kuyusuna düşmemem gerekir.
* * *
Hurşit Tolon 7 ay tutuklu kaldıktan sonra geçen hafta sonu serbest bırakıldı. Kendisini serbest bırakan mahkeme, şu gerekçeyi kullanmış:
"2001’den beri basında ve 2006’dan itibaren internet sitelerinde yer alan 29 Ekim 1999 tarihli Ergenekon Yeniden Yapılanma Belgesi’nin, tek başına suç örgütüne üye ve örgüt yöneticisi olduğuna dair delil niteliği taşımadığı..." (Sabah-08.02.09)
Belge Aydınlık ve Aksiyon dergilerinde, Yeni Şafak Gazetesi’nde daha önce yayınlanmış!
Bu ne demek?
Basit gözle bunun anlamı şudur:
Bu garabete sebebiyet verenler; ya hukukun "h"sini bilmiyorlar, ya da davayla ilgili daha önce gazetelerde yayınlanan belgeleri araştırmayacak kadar savruklar. Belki de bunlar gözü kararmış intikam arayıcıları veya bir yerlere selam çakan insanlardır.
JİTEM, Susurluk, 28 Şubat vb. gibi bu ülkenin yüz karalarını yakasından tutarak mahkemeye getiren bu dava, ülkenin bağırsaklarını temizlemek için umut olmaya soyunurken bazıları tarafından içine karıştırılan ilgili ilgisiz isnatlar zaten davayı sulandırıyordu.
Tolon için verilen karar ise davayı tepetaklak hendeğe yuvarlamıştır.
Bir insanı tutukluyorsun, hakkında 7 ay iddianame yazamıyorsun, sonunda mahkeme kararıyla ortaya çıkıyor ki elinde delil diye tuttuğun belge MİT tarafından 1999’da hazırlanmış bir rapormuş ve yıllarca önce gazetelere/dergilere düşmüş.
Meğerse, bu gazete/dergi kupürlerini evinde saklayanlar ne büyük badire atlatmışlar!
Ama gelin görün ki, iddia makamının belgenin gazetelere düştüğünden haberi yokmuş!
Mahkemeye durumu izah edenler, sanığın avukatları olmuş.
Yeni bir delil ortaya çıkmazsa Tolon 7 aydır delilsiz ve keyfi tutuklu kalmış olacak.
* * *
Artık bu davada mihenk taşı bu karar olacaktır. Tutuklular, suçlu-suçsuz bu hükmü içtihat yapıp kendi haklarında elde edilen delilleri yok saydırmaya çalışacaklardır.
Daha beteri, milletin vicdanını bıçak gibi bölen Ergenekon Davası, şu ana dek destek verenlerin dahi kendi vicdanlarında hesaplaşmalarına neden olacaktır.
Suçlu bulunanlar bile mahkemenin adaletini sorgulama hakkına sahip olacaklardır.
* * *
Dava bundan böyle yeniden yapılandırılacak bir iddia makamı ile sürdürülmezse kin ve intikam duygularının gölgesinde kalan, delil toplama konusunda savruk addedilen bir dava olarak algılanacak ve "haklı yolda haksız çıkma" şüphesinden kurtulamayacaktır.