SADECE Türkiye değil, AKP hükümeti de yol ayrımında.Dün yazdım, ‘‘Irak meselesi’’nde maalesef ülkemiz ‘‘kötü’’ ile ‘‘daha az kötü’’ arasında bir seçim yapmak durumundayken, aynen taze hükümet de böyle bir yol ayrımında.
Hatta, AKP de yol ayrımında.
Tezkerenin oylanması hem ülke, hem hükümet, hem de AKP için ‘‘kötü’’ ile ‘‘daha az kötü’’ arasında bir seçimi zorlayacak.
* * *
Görüşlerine çok değer verdiğim Ertuğrul Yalçınbayır'ın iki açıklamasını çok yadırgadım.
Tezkereyi imzalayan Yalçınbayır, ‘‘Bakan olarak oyum farklı, milletvekili olarak farklı’’ diyor.
Ben bir insanda iki adet vicdan olabileceğini ilk defa Ertuğrul Yalçınbayır'dan duyuyorum.
* * *
Yalçınbayır ayrıca ‘‘Tezkere Meclis'te reddedilirse, bu demokrasinin kök salması anlamına gelir, işte demokrasideki kuvvetler ayrımı budur’’ mealli bir söz daha sarf ediyor.
Ertuğrul Yalçınbayır vahim bir hata yapıyor.
Kendisinin de içinde bulunduğu hükümet, adına parlamenter demokrasi denen bir sistem sayesinde hükümet oldu.
Yürütme erki (hükümet) yasama erkinin (TBMM) çoğunluğuna dayanmak zorundadır ki, hükümet TBMM'den ihtiyaç duyduğu kanunları çıkarabilsin.
Hükümet, TBMM'den güvenoyu almak zorundadır ki, hükümet olabilsin.
Hükümetin TBMM'ye gönderdiği tezkere, ülkemizin ve hatta bölgemizin gelecek 20-25 yılını derinden etkileyecektir.
Hükümet bu tezkereyi TBMM'ye yollamadan önce kılı kırk yarmış, savaşa engel olmak için elinden gelen çabayı sarf etmiş, iyi-kötü ABD ile pazarlık yapmış, sonunda maalesef bu noktaya gelmiştir.
* * *
Şimdi böyle hayati ve uluslararası konuda AKP milletvekilleri tezkereye olumlu oy vermezlerse, kimse inkár edemez ki hükümet istifa etmek zorunda kalır.
* * *
‘‘Ben sorumluluk almayayım, sorumluluğu hükümet alsın, ama hükümetimiz de devam etsin’’ demek olmaz.
Ne şiş yansın, ne kebap!
Bu çok ucuz bir tavırdır.
Siyaset yapmak, zaman zaman risk almak, tatsız kararlara imza atmak; üstüne basarak söylüyorum, genellikle ‘‘iyi’’ ile ‘‘kötü’’ arasında kolay kararlar almak değil, bazen ülkenin içinde bulunduğu durum açısından ‘‘şer’’ ile ‘‘ehven-i şer’’ arasında tercih yapmak belasını da taşır.
Bu tezkerenin TBMM'de reddedilmesi, hükümetin kellesini koltuğa aldığı bir kararda güvenoyu imtihanında sınıfta kalması demektir.
Böyle bir önemli olayda kendi partisi tarafından terk edilen hükümet ayakta kalamaz.
Bu da hükümetin kaderini dönülmez bir yol ayrımına getirir.
* * *
Öte yanda, yürütme ve yasama erkini seçimle ele geçirmiş ama henüz iktidar olamamış AKP, tezkerenin TBMM'den geçmemesi durumunda, tüm otoritesini de işin başında yitirmiş olacaktır.
Kendi partisine söz geçirmeyen bir siyasi erk, kendi iktidarına açık veya zımni muhalefet eden unsur ve kurumlara bundan böyle hiç söz geçiremez.
AKP milletvekilleri tezkere oylamasında; hem ülkeleri, hem hükümetleri, hem de partileri hakkında aynı anda ve birlikte ‘‘şer’’ ile ‘‘ehven-i şer’’ arasında tercih yapacaklardır.