Hollanda ve Türkiye

HOLLANDA Kraliçesi Beatrix’in Türkiye’ye yapacağı ziyaret öncesi Hollanda ile ilgili izlenimlerimi yazmaya devam ediyorum. Dün Hollanda’nın, kavrayabildiğim kadarıyla genel bir resmini çizdim. Bugün bizi çok yakından ilgilendiren bir konuya girmek istiyorum.

Hollanda, Türkiye’ye nasıl bakıyor?

Hollanda halkı AB Anayasası ile ilgili yapılan referanduma "hayır" deyince, bazı yorumcular ret kararı alınmasını "Türkiye’nin AB üyeliğinin" de Hollanda halkı tarafından reddi olarak kabul etti. Bu algılama ne kadar doğru? Bugün bu soruyu irdeleyeceğim.

* * *

16 milyon nüfuslu Hollanda’nın, kendinden büyük nüfuslu Almanya’nın ve Fransa’nın AB üyeliğinden de rahatsız olmaması mümkün değil. Türkiye’nin olası AB üyeliği, Hollanda’nın AB içindeki siyasi yaptırım gücünü daha da azaltacak.

Hollandalıların böyle bir ihtimale saf bir iyimserlikle bakmasını istemek haksızlık olur.

Hiç alışık olmadıkları iki menfur siyasi cinayetin işlendiği bir ülkede, İslam’ın Batı geleneğine uyamayacağı tezleri, yabancı işçilerin ücretleri düşüreceği, hatta işsizliği körükleyeceği endişesi, sosyal güvenlik sistemini yabancı işçilerin çökerttiği yargısı Hollanda’da da milliyetçi/ulusalcı bir akım yaratmış ve aşırı sağcı parti parlamentoya son seçimlerde 9 milletvekili yollamış. Bu rakam tüm milletvekili sayısına oranlanırsa, Hollanda halkı içinde kabaca yüzde 6-7 oranında İslamofobia’nın yer ettiğini var saymak yanlış olmaz.

Ama diğerleri (yüzde 93-94) için nasıl bir Türkiye algılaması söz konusu?

Hollandalılar, Türkiye’yi Hollanda’da yerleşik (400 bin) Türk asıllı işçi/vatandaş üzerinden kavrıyorlar.

Zira, kendi kamuoyunu iplemeyen Türkiş akıl hiçbir AB ülkesinde olmadığı gibi Hollanda’da da kamuoyunu yönlendirecek herhangi bir çalışma yapmıyor.

Sadece Türkiye’ye turist olarak gelen Hollandalılar, Hollandalı Türkler dışında, Türkiyeli Türkler de olduğunu fark ediyorlar.

Türkiye’ye Hollanda’daki Türkler üzerinden bakan Hollandalılar ne görüyorlar?

İki adet Türkiye!

* * *

Terazinin bir kefesinde İşçi Partisi milletvekili ve yeni hükümetin bakanı (devlet sekreteri) Nebahat Albayrak, Rotterdam Belediye Başkan Yardımcısı Orhan Kaya, FORUM yöneticisi Zeki Arslan, Fatma Kaya, Adalet Bakanlığı Kıdemli Danışmanı Mehmet Aközbek, Türk Toplumları Yöneticisi Ahmet Azdural vb. var, diğer kesesinde Lahey’de Türklerin oturduğu semtte gözlerimle gördüğüm Türkler var.

Nebahat Albayrak, "Neden bu çapta siyasiler Türkiye’de az?" diye insana sordururken, Hollandalıların da Albayrak’ı baş tacı edip Türklerin oy gücünün çok üstünde bir yere, iktidar ortağı İşçi Partisi’nin ülke çapında ikinci adamlığına getirdiğini görüyorsunuz.

Öte yanda Lahey’in Türk mahallesinde en büyük hünerlerinin 40 yıldır zerre kadar değişmemek olduğunu haykıran Türklere rastlıyorsunuz. 40 yıldır bir tek kelime Hollandaca öğrenmemekte direnen, 40 yıllık giysisini hálá değiştirmeyi becerememiş Türklerin benzerlerini İstanbul’da gördüğünde Türkler de yadırgıyorlar.

40 yıldır yaşadıkları topluma entegre olmamak için direnen Hollandalı Türklere bakan "normal yurdum insanı" öz Hollandalıların, "Biz bu insanlarla nasıl aynı kulübe üye olacağız?" diye sormaması mümkün değil.

Sokaktaki Hollandalıya, "Türkiye’yi AB’de görmek istiyor musun?" diye sorduğunuzda o da size "Hangi Türkiye’yi?" diye soracaktır.

* * *

Hollanda’daki Türklerin çok büyük sevgi beslediği Kraliçe Beatrix’e şimdiden "Hoş geldiniz!" diyorum!
Yazarın Tüm Yazıları