ÖNEMLİ insanların sözlerinden devamlı hikmet çıkarmaya kalkmak Şark zihniyetinin özelliklerinden birisidir. Hatta, önemli insanlar da Şark zihniyeti ile yoğrulmuş oldukları için, onlar da önem atfettikleri diğer insanların sözlerinden hikmet çıkarırlar.
Önemli insanların, önem atfettiği insanların sözlerinden çıkardıkları hikmete hemen taze bir örnek vereyim.
Murat Karayılan, PKK’nın senelerdir ifade ettiği federasyon -en son adı "yerel parlamento" oldu- talebini Hasan Cemal’e bilmem kaçıncı kez ifade edince; röportaj ABD’nin Irak’tan çekilmek üzere hazırlıklara giriştiği bir döneme rast geldiği için, "Muhakkak Karayılan’ı ABD konuşturuyor" varsayımıyla, Cumhurbaşkanı ve o da yetmemiş gibi İçişleri Bakanı, Karayılan’ın sözlerini hikmetli sözler sınıfına soktular. Buna dayanarak Cumhurbaşkanı "tarihi fırsat" adı altında başka bir hikmet yarattı. Bu sefer de günlerce "Bu sözde ne gibi bir hikmet var!" diye biz meraktan çatladık.
Sonunda Karayılan, İngilizlere "İskoç modeli"nden bahsederek sözlerinde herhangi bir hikmet olmadığını teyit etti.
Ancak, Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı tarafından muhatap alındığı için meramına ermişti.
Bu konuda şimdilik elde bir tek "tarihi fırsat" hikmeti kaldı!
* * *
Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi meselesi büyük tartışma yaratınca bu sefer Başbakan başka bir hikmet üretti.
"...’Siz burayı İsrail’e peşkeş çekeceksiniz!’ On yıllardır ne söylendiyse bu zihniyet hálá aynı yerde... Bu ülkenin vatan toprakları üzerinde yatırım yapan küresel sermaye ’şu dinden, bu dinden geldi’ diye ’eyvah Türkiye elden gidiyor’ demek bu kadar kolay mı?.. Farklı etnik kimlikte olanlar ülkemizden kovuldu. Acaba kazandık mı? Düşünmek lazım. Bu aslında faşizan bir yaklaşımın neticesiydi... Paranın dini, ırkı olmaz... Adam burada yatırım yapacak..."
Ayrıca, orada çalışacak olanların "İzak" olmayacağını da aynı Başbakan ifade etti.
Bu sefer de entellerimiz "faşizm" kelimesinin ardındaki hikmeti aramaya başladılar. Kimileri Başbakan’ı tarihle yüzleşiyor diye muştuladılar, kimileri Başbakan’a Türkiye’ye hakaret ediyor diye kızdılar, kimileri Başbakan’ı Yahudilere aşırı önem vermekle, "paranın dini, ırkı olmaz" sözü ile de küresel sermayeyi şartsız şurtsuz övmekle suçladılar.
* * *
Bana göre ise konu çok basit. Ortada yine bir hikmet falan yok. Başbakan ne Yahudileri övüyor, ne küresel sermayeye sahip çıkıyor, ne tarihsel özeleştiri, ne felsefe yapıyor, ne de dünya ekonomisiyle ilgili bir analiz lütfetmiş durumda.
Başbakan sadece Davos’ta İsrailliler için sarf ettiği, "Siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz" cümlesi ve ardından hanımefendisinin İsrail Cumhurbaşkanı için kameralar önünde söylediği "yalancı" sözlerinin bacını ödemeye çalışıyor.
Bu köşeyi okuyanlar hatırlar; Başbakan’a bu sözleri için alkış tutanlar çoğunlukta iken ben Türkiye’nin bu sözlerin bedelini bir gün ödeyeceğini yazmıştım.
* * *
Başbakan mayınlarla ilgili yasa tasarısına sahip çıkıyor ve bu ihaleyi 44 sene kullanım hakkı karşılığı bir İsrail firmasına vermek için büyük çaba gösteriyor, zira bunu beceremezse biliyor ki daha büyük bir ücret ödeyecek.
İsrail için Suriye’yi kuzeyden kuşatmak, Ortadoğu’da etki alanını genişletmek büyük nimettir ve Davos’ta sarf edilen ağır sözlerin bacını ödetmek için vakt-i kerahet gelmiştir!