DÜNYANIN en garabet referandumlarından birisi bu hafta sonu Türkiye’de yapılacak. Açın bakın gazetelere; ne haber olarak, hükümet yalakası olanlar dışında, ne de ciddi köşe yazarlarının makale konusu olarak, referandumdan doğru dürüst bahsedilmiyor. Halbuki, referandum ile Anayasa değişecek ve cumhurbaşkanını kimin seçeceği karara bağlanacak.
Bırakın muhalefeti, referandumun sahibi iktidar partisi AKP’den dahi ses çıkmıyor.
Neden?
Zira, referandum bir ciddi bir çalışma sonucu olarak değil, bir dayatma üzerine ortaya çıktı ve sahibi AKP dahi konunun bu safhalara erişeceğini tahmin edememişti.
* * *
Hatırlayın, seçim öncesi başta TSK olmak üzere, belirli güçler Hükümet’in cumhurbaşkanını seçmesine engel olmuşlardı, hatta 27 Nisan muhtırası doğrudan bugünkü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü hedef almıştı. Sonunda bir erken seçim sonucunda AKP rekor oyla tekrar hükümet oldu, Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı seçti ve muhtıracılar değil darbe yapmak, istifa dahi edemediler. Şimdi ülke paşa paşa yönetiliyor.
Referanduma giden süreçte de bir önceki AKP hükümeti "Madem bize seçtirmiyorlar, biz de cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini teklif ederiz" diyerek bir salvo atmıştı. Ancak, salvo o kadar inatla hazırlanmış ve aceleye gelmişti ki, değişiklik metnine "11. cumhurbaşkanı" ibaresi konmuştu.
Ben bu zırvayı 9 Ekim ve 10 Ekim yazılarımda dile getirmiş, sınırlarda oylama başladıktan sonra referandum metninde değişiklik yapmanın büyük ihtimalle mahkemeden döneceğini belirtmiştim.
Ayrıca, cumhurbaşkanının yetkilerini yeniden tanzim etmeden referandum yapmanın abuk bir hareket olduğunu, esasında kimin hangi yetkisi hakkında karar verileceği belli olmadığı için oyumun "hayır" olduğunu açıklamıştım.
Geçen dönem cumhurbaşkanının yetkilerinin parlamenter demokrasi için çok fazla olduğunu haklı olarak ifade eden AKP’nin halkoyu ile seçilmiş bir cumhurbaşkanının yetkilerini azaltacağı mı, yoksa artıracağı mı belli olmadan cumhurbaşkanını halka seçtirmeye kalkmasının abesle iştigal olduğunu da söylemiştim.
* * *
Şimdi bu pazar büyük paralar harcanarak referandum yapılacak, referandumdan büyük ihtimalle bir sonraki cumhurbaşkanını halkın seçmesi için kabul oyu çıkacak. Birileri çıkan kararı Anayasa Mahkemesi’ne götürecek ve bir ihtimal (sınırlarda) referandum başladıktan sonra referandum metni değiştiği ve iki ayrı metne oy verildiği için referandum sonuçlarını iptal ettirecek.
AKP hükümeti de kendi teklif ettiği Anayasa değişikliği mahkemede reddedildiği için sadece ve sadece mutlu olacak!
* * *
Bence de cumhuriyetimiz tehdit altında. Ancak, ben tehdidin laiklik düşmanlarından geldiğine inanmıyorum. Ortada bir tehdit var ama tehdit "cumhuriyetin ciddiye alınmamasından" geliyor. Biz cumhuriyeti, dünya da bizi ciddiye almıyor.
Örneğin, Ermeni tasarısı karşısında gösterebileceğimiz olası tepkiler de ciddiye alınmıyor. Zira, Batı gözü ile baktığınız zaman ortada iktidarı ile, muhalefeti ile sadece duyguları ile tepki veren bir Türkiye var.
* * *
Amerikalı bir dostum "Hrant Dink’i öldürenlerin doğru dürüst yargılanamadığı bir ülkede üstelik Hrant’ın evladını 301 gibi abuk bir ceza yasası ile mahkum ederseniz ve hükümet bu yasa ile ilgili son bir yıldır hiçbir şey yapmadı ise sizi ABD Kongresi ciddiye almaz" dedi.