DÜNYAYA ardını dönen, içine kapanmayı hüner sayan, "diğeri"nden ödü kopan, kendi dışında herkesi "düşman" gören, her türlü eyleminde kendini savunmada hisseden, pasif tutum almayı tavır zanneden her cins milliyetçi/ulusalcı çizgiden zerre kadar hazzetmiyorum.
Bu çizgiyi ülkenin eteğine yapışmış, onu devamlı geri çeken bir akım olarak görüyorum.
Peki benim milliyetçi duygularım hiç mi yok?
Bal gibi var!
Ben, ülkesine dünyadan bakan, Türkiye’yi dünyaya taşıyan, yerinecekse de övünecekse de rakamlarla mukayese yapan, uluslararası ekonomik yarışı kendine şiar edinen, ülkesinde bilim adamı eksikliğinden yakınan, henüz aramızdan Nobel ödülü almış kişi çıkmadığı için başkalarını kıskanan milliyetçiliği baş tacı ederim.
* * *
Cumartesi akşamı 4. Uluslararası Türkçe Olimpiyatı’na katılan ve 84 ülkeden tam tamına 355 öğrenci çeşitli dallardayarışırken, onları içimden yükselen:
Bütün dünyaya yayılan Fethullah Gülen Okulları bu ülkelerde Türkiye’yi seven, Türkçe öğrenmek için yarışan öğrenciler yetiştiriyor.
Bu okullar, bağlı oldukları ülkelerin kendi kuralları dahilinde eğitim veriyorlar ve denetleniyorlar.
Türkiye’nin içinde Türkçe ölürken, dünyanın her bölgesinde Türkçe dilinde yarışmak için çırpınan gençlerin var olduğunu hissetmek, insanı önce milliyetçi yapıyor, sonra da içini gururla dolduruyor.
* * *
Gerçek milliyetçilik, hamasi nutuklarla "Türk’e Türk’ün methiyesini" düzmek değildir.
Gerçek milliyetçilik, Türk’ün varlığını başkalarına gönülden kabul ettirmektir, onların önce aklına sonra da gönlüne yerleşmektir.
Yaşayan herkes bilir; başka bir ülkede bir süre için dahi bulunan, o ülkenin insanlarıyla kısa da olsa yarenlik eden hemen herkes artık o ülkeye bakış açısını değiştirir, o ülkeye daha başka bir gözle bakar, orada ne oluyor diye daha yakın ilgi duyar.
Hele hele yabancı bir ülkenin okulunda okuyan insanlar, bir ömür boyu o ülkeye kendilerini yakın hissetmekten kendilerini alamazlar.
* * *
Ben yarışmayı izlerken, hem her yaştan şirin çocukların arkadaşlığından pozitif enerji aldım, hem de ülkemizin binlerce dost kazandığını hissettim.
Bu çocuklar ileride, haliyle Türkiye’ye karşı olumlu duygularla dolu olacaklar, muhteşem Türkçeleri ile ülkemizde neler olup bittiğini izleyecekler.
Kimi ülkemizde edinecekleri arkadaşlarla ticaret yapacak, kimi uluslararası ortamlarda Türkiye’nin haklarını savunacak, kimi turizm elçisi olacak, kimi de ülkemize yapılacak ekonomik yatırımlara önayak olacak.
Kimi bir Türk’le evlenecek, kimi yaz tatillerini ülkemizde geçirmek için can atacak.
Eğer, bu çocukların doğru dürüst takibi yapılır, envanteri tutulursa; onların ait oldukları ülkelerle ticaret yapmak isteyen, o ülkelerde yatırıma girişen Türkler de o ülkeleri ziyaret ettiklerinde karşılarında Türkçe konuşan ticaret ataşeleri, ekonomi danışmanları, turizm rehberleri, yarenlik edecek bir dost, yol gösterecek bir rehber bulacaklar!
* * *
Bu girişimin ruhunu ateşleyen Fethullah Gülen’e, Olimpiyat Komitesi Başkanı Mehmet Sağlam Hoca’ya, ona maddi-manevi omuz veren tüm dostlara candan teşekkür ederim.