Geç kalmış bir mektup

SEVGİLİ Neriman Ülsever,

Kusura bakma, bir gün geç yazıyorum.

Bilirsin, randevulara kolay kolay geç kalmam, üzerime düşen işleri zamanında bitirmeye çalışırım.

Bu mektup, toplumun tarifiyle, Sevgililer Günü mektubu. Maalesef, senin eline teknik nedenlerle bir gün geç geçecek.

* * *

Ancak, müsaadenle hemen bir itirazımı dile getireyim.

Söz konusu, seninle benim aramızda yaşanmış olan duygusal bağlantıyı kutlamaksa, Sevgililer Günü sözcüğü bu ilişkiyi tarif edemez.

Eğer, kasıt bizim yaşadığımız türde bir ilişkiyse bunun adı áşıklar günü olmalıdır.

* * *

Neden Sevgililer Günü sözcüğüne itiraz ediyorum?

Öncelikle, insan aynı anda birçok kişiyi sevebilir, halbuki aşk, kişinin belirli bir zaman diliminde sadece ve sadece bir kişiye karşı duyabileceği bir duygu.

"Sevgili" kelimesi bütün dünyayla ilgisini kesen, kadın-erkek, ana-baba, bacı-kardeş, amir-memur; gözü bir tek kişiden başka hiç kimseyi görmeyen áşığı anlatmıyor.

Üstelik, sevgi de çok güzel bir duygu olmakla beraber, yoğunluk ve derinlik açısından aşktan çok daha hafif.

Aşk kelimesi sadece üç harf, ama yükü çok ağır, taşıması çok zor.

Aşk, sadece fiziken değil, ruhen de karşılıklı çıplak kalmaktır.

Aşk, uğruna en tepelerdeki statünden vazgeçebiliyorsan aşktır.

Aşk, maşuka kavuşmak için o güne dek edindiğin tüm mallardan feragat edebilmektir.

Aşk, rezil olurken gurur duymaktır.

Áşık maşukun, maşuk áşığın ruhunda eriyorsa aşk aşktır.

İster ilahi, ister bedensel, aşk "bir" olmaktır.

Aşk, beraberken zaman ve mekándan kopmaktır.

Aşk, yerçekimi kanunu reddedip dünyayı havadan tavaf etmektir.

Aşk, tren kalktığı anda maşuku ölesiye özlemeye başlamaktır.

İlla ki, aşkın kendisi aşktır.

Kabul edelim ki, aşk marazdır, insanı insan yaptığı için çevreden koparır, sana öğretilen değerler sistemini allak bullak eder.

* * *

Neriman, sen benim ne demek istediğimi anlıyorsun. Bütün bu duyguları bana sen yaşattın.

Belirli bir süreliğine de olsa beni gerçek insan yaptın.

Bundan dolayı; artık bu dünyada alabileceğim daha büyük bir hediye yok.

* * *

Yine, sen biliyorsun ki aşk biter. İyi ki de öyle olur. Yoksa, düşünebiliyor musun, bu yaşımızda hálá sokaklarda bütün gün el ele aylaklar misali dolaşıyor, akşam ne yiyeceğimizi katiyen düşünmüyor, havaalanlarında ayrılırken etrafa aldırış etmeden hüngür hüngür ağlaşıyor, olur olmaz yerlerde birbirimize sarılıyor olacaktık.

Aşk aşksa biter, aşk aşksa dostluğa dönüşür.

Neriman, inan bana, zamanında bu fakire áşık olmuş olmasaydın, giderek beter hırçınlaşan aksi adama bu yaşında hiç katlanamazdın.

Ben senin Sevgililer Günü partnerin olsaydım, benden çoktan vazgeçmiş idin. Ben hinlik edip senin áşıklar günü partnerin olmayı başardım. Şimdi meyvelerini topluyorum.

Sevgili maşukam, hayattaki en büyük dostum;

Áşıklar gününü, bir gün geç kalarak da olsa kutluyorum.
Yazarın Tüm Yazıları