GRAHAM E.Fuller Türkiye’de ilgililerin biraz olsun tanıdığı bir insan. Uzun yıllar, CIA’nın Ortadoğu Şefi olarak, bu istihbarat kurumunun Türkiye politikalarında etkili oldu.
CIA’ya bağlı Ulusal İstihbarat Konseyi’nin başkan yardımcılığını da yaptı. Fuller aynı zamanda bir akademisyen. Son yıllarda İslam ve Türkiye üzerine çalışmalar yapıyor. En son yayınladığı kitabı ‘The Future Of Political Islam’ (2003)-‘Siyasi İslam’ın Geleceği’- Türkiye analizlerine büyük ağırlık veriyor.
* * *
Graham E.Fuller The Washington Quarterly adlı derginin Yaz-2004 sayısında ‘Turkey’s Strategic Model: Myths and Realities’ -‘Türkiye’nin Stratejik Modeli: Efsaneler ve Gerçekler’- başlıklı bir makale yayınladı.
Türkiye politikaları açısından ABD için önemli uyarılar taşıyan makalenin ana tezini, hiçbir yorum yapmadan, sizlerle paylaşmak istiyorum.
* * *
Graham E.Fuller Türkiye’nin yeni dünya düzeninde İslam dünyası için bir model olarak algılandığını, ancak Türkiye’nin kendi gelişen koşulları çerçevesinde değerlendirilmemesi ve anlaşılmaması durumunda bu modelin işe yaramayacağını söylüyor.
* * *
Graham E. Fuller Türk modernleşme hareketinin laiklik ayağının topallaması nedeniyle uzun yıllar millete inemediğini savunuyor.
Ona göre Türk laikliği, Fransız modeli çerçevesinde, dini modernleşmeye engel gören ve dinin gerici niteliklerini bertaraf etmeye yönelik bir hareket idi! Bu yüzden de geniş halk kitleleri tarafından benimsenemiyordu.
Ancak Fuller, Türkiye’nin önündeki bu modernleşme engelinin 2002 seçimleri ile büyük çapta kırıldığını söylüyor.
* * *
Ona göre, dünya tarihinde ilk defa İslamcı kökenden gelen bir partinin seçim yolu ile iktidara gelmesi ve ülkedeki dengeler tarafından hazmedilmesi, ayrıca bu partinin de bir gün seçimle gideceğinden şüphe duyulmaması Türkiye’de demokrasinin artık yerleşmekte olduğunun çok önemli bir göstergesi.
* * *
Demokratik açılımlarını da büyük hızla gerçekleştiren Türkiye dünyaya bir de ironi sunuyor.
İslami kökenden gelen bir parti, AB üyeliği için, ülke tarihinde en büyük gayreti gösteriyor!
* * *
Ancak, Fuller’e göre bu demokratikleşme hareketi aynı zamanda ABD’ye daha az bağımlı ve çok değişkenli dış politika izleyen bir Türkiye de yaratmakta.
Demokrasisi artık halka inen bir Türkiye, kendi ulusal çıkarlarının ABD merkezli bir politika yerine, Ortadoğu’ya ve AB’ye daha yakın ancak ABD’den daha bağımsız bir sürece girdiğini görüyor.
* * *
İşte bu noktada Fuller; ABD’nin yeni-muhafazakarlarını uyarıyor ve diyor ki; ABD tek boyutlu politikalarını terk etmeden ve Türkiye’yi yeni gerçekleri ile kabul etmeden, Türkiye Ortadoğu’da kendisinden istenen model rölünü yüklenemez.