TÜRKİYE’de son zamanlarda bazı aydınlar arasında AKP’yi merkezde göstererek ona sahip çıkmak için büyük gayret var.
Galiba onlar da normal yurdum insanları olarak Türk siyasilerinin kendi çaplarıyla dayattıkları fiks mönünün etkisi altında "ya laikçisin", "ya daAKP’yi savunmak zorundasın" ikileminde laikçilerin ne kadar kolay belden aşağı vurduklarını gördükçe, demokrasiden ne kadar az nasiplendiklerine şahit oldukça iktidarda iken dahi mağdur olmayı beceren AKP’ye sahip çıkmak ihtiyacı duyuyorlar.
* * *
Türk medyasının değerleri kalemlerinden Emre Aköz de bazı AKP’lilerle yemek yemiş, ardından onları savunma ihtiyacı içine girmiş. Yazısının bir bölümü beni ilgilendirdi.
"...Olay şu... Deniyor ki ’AKP’nin taban kadrolarını Milli Görüşçüler ele geçirdi.’ Bu iddialarına bir de ’kuramsal’ dayanak buldular: Din sosyolojisinin en önemli adlarından Prof. ŞerifMardin’in bir süre önce, ’Mahalle baskısı, partiyi siyasal İslam’a çekebilir... Parti üst yönetimi de bu baskıya boyun eğebilir’ demesi"ni (gerekçe gösteriyorlar)."
AKP tabanının 2004 yılı sonundan beri Milli Görüşçüler tarafından teslim alındığını iddia etmekle beraber Şerif Mardin’in bu kuramını da basında kullanan bir kişi olarak (22-23-24.05.07) bu sözleri üzerime aldım. Yazısını o gözle okudum.
* * *
Yüzde 25-30’luk bir kitlenin AKP ne yaparsa yapsın merkeze geldiğine ikna olmayacağınakendinden menkul bir şekilde ikna olan Emre Aköz, Milli Görüş’ün AKP tabanına hákim olmadığını da iddia ediyor ve diyor ki: "Bencegerçektamtersi... Süreç öbür yana doğru işliyor." Gerekçelerini ise şöyle sıralıyor:
1) "...AKP; içe kapanık, aşırı muhafazakár ya da din devleti isteyen kesimleri bile yerel ve ulusal siyasete katarak modernleştiriyor ve demokratlaştırıyor."
a) Yerel ve ulusal siyasete katılarak bu kitlelerin otomatik bir şekilde nasıl modernleştiklerini ve demokratlaştıklarını hiç anlamadım. b) Milli Görüşçüler AKP yokken de siyasete çoktan katılmışlardı, hatta tam tersine onlar AKP’yi siyasete katmadılar mı? c) Ayrıca "din devleti isteyenler" zaten din devleti ancak siyasetle elde edileceği için Emre Aköz dünyaya gelmeden evvel de siyasete katılmıyorlar mıydı? Milli Görüş, Erbakan’ın Milli Nizam Partisi’ni kurması ile siyasete 1969’da atılmadı mı? MSP, RP, FP, SP siyasi hareketler değiller mi?
2) "...Kadınlar ve erkekler bir araya gelerek çeşitli sorunlara çözüm arıyor, projeler yürütüyor."
Emre Aköz hiç AKP toplantısına gitmiş mi? Hiç AKP’li kadınlar ile erkekleri bir arada otururken görmüş mü? Neden bir arada oturmuyorlar diye eleştirildiklerinde Başbakan’ın "Canım onlar demokratik haklarını kullanıyorlar" dediğini hatırlamıyor mu?
3) "...Mesela bu dönemde 5 milyon kişi hayatında ilk defa uçağa bindi! Okullara dağıtılan 500 binden fazla bilgisayar sayesinde Doğu bölgelerinde yaşayan çocuklar dahi e-mail adresine sahip oldu."
Milli Görüşçülerin uçağa binmeye karşı olduklarını bu ülkede kim iddia etti ki? Uçağa binenler merkezde mi iniyorlar? Emre Aköz; siyasete bilgisayarı daha 90’lı yılların başında ilk sokan ve online sisteme ilk geçen siyasi grubun Milli Görüş olduğunu hatırlamıyor mu?
* * *
Şerif Mardin’in öğrencisi Emre Aköz, istediği görüşü savunabilir ama sosyolojik gerekçeleri hiç tatminkár değil!