Deniz Baykal ne demek istiyor?

DENİZ Baykal'ın, rakibinin cumhurbaşkanı olma stratejisine karşı kendi stratejisini geliştirmesini, ona demokrasinin verdiği en temel hak olarak görüyorum.

Recep Tayyip Erdoğan'ın olası adaylığı karşısında geliştirdiği strateji, özünde kendisi açısından çok doğrudur. Erdoğan aday olsa da, olmasa da kullandığı strateji, Baykal'a siyaseten kazandıracak bir stratejidir.

Ancak ben, Deniz Baykal belden aşağı vurduğunda çok rahatsız oluyorum.

Baykal son günlerde sanki devlet içinde belirli gruplarla işbirliği içindeymiş gibi bir görüntü veriyor ve Erdoğan'dan çok demokrasiyi yaralıyor.

***

Bir örnek:

Recep Tayyip Erdoğan, Apo'ya "sayın" demiş, şehitlerimizden "kelle" diye bahsetmiş!

Deniz Baykal, "Terörist başına 'sayın' diyen, cumhurbaşkanı olamaz" diyor.

Milletin önemli bölümü bu saptamaya hak veriyor ve Erdoğan'ı PKK sempatizanı olarak zihinlerinde kayda alıyor.

Ama şu sorular da sorulmalıdır:

Soru: Erdoğan bu sözleri ne zaman ve nerede söylemiş?

Cevap: 2000 yılında, Avustralya'da!

Bu sözler, "Sakla samanı gelir zamanı" mantığıyla devletin belirli katmanlarında arşivlenmiş, AKP'nin varlığını reddettiği sözler 7 yıl kullanılmamış, şimdi bir gazeteye servis ediliyor!

Deniz Baykal da şimdi ortaya dökülen bu sözleri köpürtüyor!

***

Aynı Baykal, "Göreceksiniz, cumhurbaşkanı adayı olmayacak" diyerek çok kesin bir dil kullandığında insan ister istemez pür dikkat kesiliyor.

Ardından, "Göreceksiniz ilerleyen günlerde bu konuda yeni gelişmeler olacak. Önümüzdeki bir aylık süre içinde bekleyişimizin haklılığını gösterecek açılımlar olacaktır" diyor.

Ekliyor: "Cumhurbaşkanı olmaması konusunda yaptığım değerlendirmeleri en iyi anlayan kişi Başbakan'ın kendisidir." (Hürriyet-21.03.07)

Aynı konuşmada, bu sözlerinin herhangi bir istihbarata dayanmadığını da vurguluyor; ama ben sarf ettiği sözleri bir araya koyunca "İlerleyen günlerde öyle gelişmeler, öyle açılımlar olacak ki Recep Tayyip Erdoğan korkacak ve sinecek" şeklinde anlıyorum.

***

Baykal, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçeceğini, "sağduyuya, akla, mantığa dayanarak" söylediğini de beyan ediyor; ama sarf ettiği "gelişim" ve "açılım" sözleri bir duyum aldığı duygusu yaratıyor.

Eğer bir duyum aldıysa bunu neden önden ilan eder?

Eğer duyum almadan konuşuyorsa, Erdoğan'ı tehdit eden bir görüntü yaratmak bir siyasetçiye yakışır mı?

"Gelişmelerden", "açılımlardan" hiç bahsetmeden, örneğin "Cumhurbaşkanı olmamasının ülke için daha doğru olduğunu Erdoğan da görecek" dese, daha şık olmaz mıydı?

Sorumun cevabını kendim vereyim. Benim kurduğum cümle daha şık olurdu; ama milleti fazla germezdi.

Benim rahatsızlığım, Baykal'ın, insani olgunluğunun en yüksek seviyelere varması gereken bir yaş döneminde bizzat "gerginlik siyaseti" yapmasıdır.

***

Bütün bir ömrü suni gündemlerle devamlı "sinirleri gerilen" bir ülkede yaşamaktan bıkmış bir kişi olarak, Baykal'ın muhalefet stratejisinden değil ama üslubundan çok rahatsız oluyorum.
Yazarın Tüm Yazıları