Demokratsız demokrasi (II)

DÜNKÜ yazımda Türkiye’de hukuk üzerinden "kavga" eden tarafların demokrat olmadıklarını, dolayısı ile "kazanan taraf"ın ülkeye daha fazla demokrasi getirmeyeceğini vurguladım.

Ekonomist Dergisi’nin ’Demokrasi Endeksi’nin 2007 raporuna gore, AB adayı Türkiye 167 ülke arasında utanç verici bir şekilde 88. sırada, ’hibrid demokrasi’ kategorisinde, yani melez, yani demokrasi benzeri bir rejim olarak yer almakta.

Yine dün AKP’nin kapatılmama durumunda ülkeye demokrasi getirme gayretine girmeyeceğini, birkaç ay şirinlik muskası taktıktan sonra kendi yolunda devam edeceğini de kendi gerekçelerimle açıkladım.

Bugün AKP kapatılırsa demokrasinin yine kazanamayacağını, yine gerekçelerle açıklamaya çalışacağım.

* * *

"AKP kapatılırsa ne olur?" sorusuna en iyi cevabı 28 Şubat sürecinde Refah Partisi’nin kapatılması ardından yaşananlar verir.

Refah gitti, AKP geldi! AKP kapatılırsa Türkiye’nin en iyi çalışan örgütü Milli Görüş yine bir süre sendeler ama kısa sürede yine en az AKP kadar güçlü bir parti ile ortaya çıkar. Tarih ne zaman tekerrür etmez? Tarihten ders alındığı zaman!

* * *

Türkiye’de laikliğe sarılan kesimler de muhafazakárlığa sarılan AKP gibi demokrasiyi kendilerine yontma gayreti içinde oldukları sürece bu mücadele bitmez.

Onlar muhafazakár demokrat, dolayısıyla laiklik ilkesinden taviz vermeye açık bir Türkiye’nin giderek kendilerini dışladığını düşünürken büyük haklılık payına sahipler.

Ama kendilerinin de muhafazakár/İslam ağırlıklı yaşam tarzını benimseyenleri uzun yıllar dışladıklarını kabul etmeleri gerekir.

Bugün Türkiye’de uzun yıllar sosyal ve ekonomik hayatta kabul görmediğini düşünen büyük bir kitle var. Onlar yıllar sonra Anadolu’da kendi sermayelerini oluşturdular ve artık "paylaşımdaki payları"nı istiyorlar.

Bu kitleyi en son Turgut Özal merkeze taşımaya çalışmıştı. Ama bugün kendilerine sahip çıkan Milli Görüş/AKP dışında ortada onlara güven veren bir başka siyasi güç yok.

Muhafazakár kitlenin alt gelir grubuna sahip çıkacak bir sosyal demokrat hareket olmadığı gibi muhafazakár kitlenin üst gelir grubuna sahip çıkacak bir liberal demokrat hareket de yok.

Muhafazakárlığın sosyal boyutuna sahip çıkacak bir sosyal demokrat hareketin ülkeye ne katacağı tartışılmıyor dahi!

Öte yanda bugün AKP’ye oy veren kitlelerin zamanında ANAP’a omuz verdiği unutulmuşa benziyor. Bırakınız rahmetli Turgut Özal’ı, Hüsnü Doğan’lar, Ekrem Pakdemir’ler, Mehmet Keçeciler’ler veya yenileri ortada yok.

AKP’ye çelme atmaktan başka bir program geliştiremeyen insanların AKP kapatılsa bile demokrasiyi geliştirmek için hiçbir zahmete girmeyeceklerini adım gibi biliyorum.

Muhafazakár ağırlıklı kitlelerin de bunların peşinden gitmeyecekleri aşikár.

Geçen yıl "367 safsatası" çevresinde Cumhurbaşkanlığı seçiminde TBMM’ye girmeyen Anavatan ve DP’nin ne hale geldiğini hep beraber izliyoruz.

Halbuki ANAP ile DYP’nin birleşerek ve demokrasiye sonuna dek sahip çıkarak katılacakları 22 Temmuz seçimleri birleşik DP’ye %14-6 oranında bir oy kazandıracak ve bugün başka bir Türkiye var olacaktı.

* * *

Ben kapatma davasının Türkiye’nin gelişmesine ve demokrasisine her türlü sonuçta hiçbir olumlu katkıda bulunmayacağına inanıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları