Demokrasi ve sadakat!

ÖNCE size bir gazete haberi:"...Önceki gün 54. yaşına giren Başbakan Erdoğan, dünkü grup toplantısında milletvekillerinin jestiyle karşılaştı.

Grup Başkanvekili Faruk Çelik, Erdoğan’ı kutlarken, ’354 vekil arkadaşımızla size doğum günü hediyemiz, sonuna kadar size sadakattir’ dedi." (Zaman-28.02.07)

Sadakat dünyanın her yerinde kulağa hoş gelen bir sözcük. İnsan denen varlıktan eşine, dostuna, ülkesine, inancına vb. daima sadık kalması beklenir. Sadakat; güçlü dostluk, içten bağlılık, vefakarlık sözlerini kapsadığı için insanın gönlünde bulunması istenen bir duygudur.

Ancak, ben yine de yukarıda alıntı yaptığım ifadeyi yadırgadım.

Yaş günü nedeniyle söylenmiş olsa da, her türlü muhalefetin AKP’ye haksızlıklarını artırdığı döneme rastgelse de, moral ihtiyacını karşılamaya yönelik olsa da, ben demokrasilerde milletvekillerinin liderlerine "sonuna kadar sadakat" duymalarını anlayamam.

Kusura bakılmasın ama lidere "sonuna kadar sadakat" bir milletvekiline yakışmaz.

Eminim, bu sözlerden rahatsız olan AKP milletvekilleri olmuştur.

* * *

Milletvekilinin sonuna dek sadakat duyacağı tek bir olgu vardır:

TBMM’de ilk gün ettiği yemin!

Lidere sadakat olmaz. Lider sevilir, sayılır, kendisine hayranlık duyulur, ona benzemeye çalışılır ama ona sonuna kadar sadakatle bağlanıl(a)maz.

Tabii ki, lidere kalleşlik de yapılmaz, ayrıca partide ortak alınan kararlara tam bağlılık gösterilir. Ama, bir lidere sonuna dek sadakat demokrasinin ruhu ile uyuşmaz.

* * *

Gelin tersten bir örnekleme yapalım. Sadakatsizliğin faydasının olabileceğini de hatırlayalım:

Bugün AKP’de siyaset yapan bazı milletvekilleri zamanında Milli Görüş çevresinde Refah/Fazilet Partisi milletvekilleri idiler. Faruk Çelik de Refah Partisi İl Başkanlığı, Fazilet Partisi Genel Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulunmuştur.

O zamanki liderleri Necmettin Erbakan idi. Faruk Çelik, o zaman da, pekálá Erbakan’a "sonuna kadar sadakat" yemini etmeye niyetlenmiş olabilir.

Ancak bu yemin tutulmuş olsaydı, bugün AKP olmazdı.

Zira, AKP’ye Erbakan Hoca’ya sadık kalmayan milletvekilleri hayatiyet verdiler.

İyi de yaptılar; onlar Hoca’nın 28 Şubat sürecinde gidişatının yanlış olduğunu gördüler ve başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Hoca’yı terk ettiler.

Bugün Faruk Çelik sayesinde 354 vekil arkadaşından "sonun dek sadakat" hediyesi alan Erdoğan kendi lideri Necmettin Erbakan’a "sonuna dek sadakat göstermemiş" eski bir Refah/Fazilet Partisi üyesidir.

* * *

354 milletvekiline sormak istiyorum:

Siz her türlü eleştirinizi hiç korkmadan, azarlanmayacağınızı bilerek Recep Tayyip Erdoğan’ın suratına söyleyebiliyor musunuz?

Seçim yılında bu soruya cevap vermekte zorlanabilirsiniz ama ben çok çekindiğinizi biliyorum.

Azarlanma örneklerini ise cümle alem biliyor.

Şimdi de Faruk Çelik’e soruyorum:

İnsan çekindiği/korktuğu kişiye sonuna dek sadakati gönülden duyabilir mi?

Tersten de soralım; korku merkezli/eleştiriden muaf sadakate ne denir?

Bence Faruk Çelik milletvekili arkadaşlarını küçük düşürmüştür!
Yazarın Tüm Yazıları