Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Ortadoğu

2007 Mayıs’ında Cumhurbaşkanlığı seçimi, 2007 Kasım’ında da genel seçimler var. Gelecek hafta salı günü de ABD’de kısmi seçimler (mid-term) yapılacak.

Gelin bugün bir zihin jimnastiği yapalım ve ABD’deki seçimler ile Türkiye’deki seçimler arasında bir etkileşim olabilir mi, bunu düşünelim.

Benim derdim, ABD seçimlerinin ardından yaşanacak gelişmelerin nasıl bir Ortadoğu yaratabileceğini, Ortadoğu’daki yeni koşullar çerçevesinde Türkiye’nin nasıl etkileneceğini, bu etkileşimin de seçimlere nasıl yansıyabileceğini irdelemek.

7 Kasım seçimleri sonucunda Demokratlar, Temsilciler Meclisi’ni ele geçirirler veya Cumhuriyetçiler çok az bir oy farkıyla Kongre’deki (Temsilciler Meclis+Senato) çoğunluklarını koruyabilirlerse ABD’nin ortaya yeni bir Irak planı çıkarma ihtimali daha da artar.

Zira, her iki durum da ABD halkının artık Irak’ta savaşmak istemediğine işaret eder, dolayısıyla ABD, Irak’tan kısa süre içinde asker çekme planını uygulamaya sokar.

* * *

Bu durum da Irak’ın üçe bölünmesini fiili hale getirir.

Şimdi bölünmüş Irak’ın çevresinde şöyle bir Ortadoğu hayal edin:

1) Ortadoğu’da egemen olabilmek için İran el altından Şiileri destekliyor.

2) Bu gelişmelere direnmek için Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkeler de Sünni güçlere, dolaylı da olsa destek çıkıyorlar.

3) Öte yanda İran, yine el altından, Hizbullah ve Hamas’ı İsrail’e karşı kullanıyor.

4) ABD, hem bölgede varlığını koruyabilmek, hem Kerkük petrollerini denetimi altında tutabilmek, hem de Irak’taki en sadık müttefiki Kürtleri sakınabilmek için Kuzey Irak’ta asker tutuyor.

5) Şiiler ve Sünniler birbirleriyle çekişirken, bir yandan da Kürtleri ortak hasım görerek Kuzey Irak’a saldırılar düzenliyorlar.

6)ABD, "bölgede ne kurtarırsam kárdır" diye düşünmek zorunda kalıyor ve İran ile anlaşmanın yollarını arıyor. Ortadoğu’da Sünni dengelerin yerini Şii dengeler almaya başlıyor.

7) Nükleer araştırmalarını tamamlamakta olan İran çok daha etkin olacağı yeni Ortadoğu düzeninde en büyük hasmı olarak Türkiye’yi görüyor.

8) ABD, Kuzey Irak’ta Türk-Kürt sorunu istemediği için bir yandan PKK’yı silah bırakıp siyasallaşmaya zorlarken, öte yandan Türkiye’yi PKK için geniş çaplı bir genel af ilan etmeye zorluyor.

9) Türkiye, PKK ile Kuzey Irak’ta bir çatışmaya girerse, şimdi de karşısında ABD askerini bulma ihtimaliyle karşı karşıya kalıyor. Açıkçası, zaten zayıf olan PKK’ya karşı askeri müdahale opsiyonu tamamen ortadan kalkıyor.

* * *

Bu yazı spekülasyonlara açık bir yazı. Ancak yukarıdaki maddelerin, ama parça parça, ama bir arada, ABD gözlüğüyle Washington’da irdelendiği de bir gerçek.

Washington’da, bir müttefik olarak, "Bu opsiyonlara Türkiye nasıl tepki verir" diye irdeleyen insanlar da muhakkak vardır.

Ama önce can, sonra canan!

* * *

Benim şahsi fikrim, yukarıda sıraladığım gelişmeler hayata geçirildikçe Türkiye’deki seçimlerin öneminin bütün dünyada daha da artacağıdır.

Gerek Cumhurbaşkanlığı seçiminde, gerek genel seçimlerde aktif rol alacak siyasi ve bürokratların "bu gelişmeler karşısında ben ne yaparım" diye şimdiden sormaya başlamalarında büyük yarar görüyorum.
Yazarın Tüm Yazıları