Cumhurbaşkanlığı seçimi (III)

ÜÇ gündür cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili tezimin gerekçelerini açıklamaya çalışıyorum:

Türkiye'de parlamenter demokrasinin yerleşmesi için cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldığı gün parlamentoda en fazla üye bulunduran partinin genel başkanı cumhurbaşkanı seçilmelidir! Neden bunu öneriyorum?

Cumhurbaşkanlığı devlet aygıtının oluşması ve idame edilmesinde en güçlü makamdır.

Bizim ülkemizin kendine has bir özelliği var:

Devleti asker-sivil elit yönetir.

TBMM'yi ve hükümeti millet yönetir.

Recep Tayyip Erdoğan
ise milletin "Cumhuriyet Projesi"ne en fazla tepki veren gelenekten (Milli Görüş) geliyor ve "değiştim" iddialarına rağmen değişmediğine dair bazı belirtilerin olduğu da malum.

* * *

Millet-devlet ayrımının milletin önemli bir kısmının içine adeta genetik kodlarla yerleştiğini de biliyorum.

Onlar, "ötekilerin" iktidarına engel olmak için devleti asker-sivil elitin yönetmeye devam etmesini samimi olarak istemektedirler.

Bu ülkede TSK'nın siyasete müdahale etmesini, en azından siyaseti denetlemesini talep eden, devletin Recep Tayyip Erdoğan gibi "gizli ajandası" olan birisine teslim edilmesi halinde ülkenin "Cumhuriyet Projesi"nden vazgeçmek zorunda kalacağından büyük endişe duyan önemli bir kitle var.

* * *

Ben onların endişelerinin tamamen yersiz olduğunu düşünmüyorum. Ancak, Türkiye'ye demokrasinin yerleşmesinin Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli atılımı olduğunu düşündüğüm için 11. Cumhurbaşkanı seçiminin en kritik cumhurbaşkanı seçimi olacağını, eğer bu sınavdan demokrasinin temel kurallarına, sonuçtan memnun olmasak dahi, sadık kalarak çıkarsak, millet-devlet ayrımını büyük çapta aşacağımızı düşünüyorum.

Bunun içindir ki üç gündür vazettiğim "Parlamentoda en fazla üye bulunduran partinin genel başkanı cumhurbaşkanı seçilmelidir" geleneğinin yerleşmesini öneriyorum.

* * *

Recep Tayyip Erdoğan'ın çapı, tarafgirliği, gizli ajandası, ayrımcılığı hakkında sert düşünceleri, şüpheleri, tahminleri olanlar ne yapmalıdır?

Onlar "çoğunluk" olduklarını iddia ediyorlar.

O halde, gelecek seçimlere bel bağlamalıdırlar.

Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olduğu gün AKP'nin "erken genel seçime" gitme kararı alması gerektiğini medyada ilk ben dile getirdim (17.12.2006).

İşte bu erken seçim Recep Tayyip Erdoğan'ı istemeyenler için çok büyük fırsattır.

Onlar, "Erdoğan azınlığı temsil ettiği için cumhurbaşkanı olamaz" dediklerine göre, çoğunluk olarak, 2002'den beri işleyen "Hükümeti cumhurbaşkanı ile denetleme" işlevini tersine çevirsinler ve "Cumhurbaşkanını hükümet ile denetlemek" için seferber olsunlar.

İşin özü; AKP'nin eline geçebilecek "üçlü kararnameler"e denetim getirebilmek için hükümetin tek başına AKP iktidarından oluşmasına sandıkta engel olsunlar.

Ya AKP'siz bir hükümetin kurulabileceği, olmadı en azından AKP'nin koalisyona mecbur kalacağı bir seçim sonucu yaratsınlar!

İşte o zaman; demokrasinin kılına halel gelmeden denetleme-dengeleme sistemi hayata geçer

* * *

Demokrasiyi cumhuriyetin ayrılmaz parçası yapabilmek amacıyla; olmasını istemediklerimize engel olmak için yine demokrasiyi kullanmayı öğrenmek zorundayız!
Yazarın Tüm Yazıları