BUGÜN, yarın ve perşembe günü; üç gün üst üste Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerine yazacağım.
Cumhurbaşkanının kim olacağını ben de bilmiyorum, hatta en güçlü adayın şu an itibarıyla kendisinin dahi bildiğinden emin değilim.
Ben bu yazılarımda sadece bir tezi savunacağım:
Türkiye'de parlamenter demokrasinin yerleşmesi için, Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldığı gün parlamentoda en fazla üye bulunduran partinin genel başkanı cumhurbaşkanı seçilmelidir!
Buna göre de Türkiye'nin 11. Cumhurbaşkanı AKP'nin genel başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmalıdır.
Sakın, bu tezimi Recep Tayyip Erdoğan'ın performansı yüksek bir cumhurbaşkanı olacağını düşündüğüm için ileri sürdüğümü sanmayın.
Recep Tayyip Erdoğan'ın, cumhurbaşkanlığını taşıyacak yeterli birikime sahip olmadığına dair görüşlerimibu köşede daha önce ifade etmiştim. (Bkz: 27.12.2006 tarihli yazım.)
Recep Tayyip Erdoğan'ın tüm milleti kucaklayacağını da düşünmüyorum.
Ben de üçlü kararnameleri ele geçirecek AKP'nin pervasız ve sadece biata dayanan atamalar yapacağını düşünüyorum.
Ama yine de ülke için; Recep Tayyip Erdoğan'ın şu veya bu tehdit sonucu cumhurbaşkanı olamaması durumunun, başarısız bir cumhurbaşkanı olması durumundan daha vahim sonuçlar doğuracağını düşünüyorum.
Üstelik, başarılı olup olmayacağı hakkındaki görüşler, benimkiler de dahil, sübjektif görüşler!
Son üç cumhurbaşkanı; Ahmet Necdet Sezer, Süleyman Demirel, Turgut Özal kimilerine göre çok başarılı, kimilerine göre çok başarısız, kimilerine göre çok taraflı, kimilerine göre tamamen tarafsız cumhurbaşkanları olmuşlardır.
9. Cumhurbaşkanı (Süleyman Demirel), 8. Cumhurbaşkanı'nı (Turgut Özal) Anayasa'nın ilgili tüm hükümlerine uygun seçildiği halde meşru bulmamış, kendisi için cumhurbaşkanı sıfatını hiç kullanmamış, onun döneminde başbakan olduğu halde katiyen uyumlu bir ilişki kurmamış, Özal'ın sıfatını "Çankaya'nın şişmanı"na indirgemişti.
***
Analizime önce cumhurbaşkanının bazı kritik görevlerine bakarak başlayacağım. Enternet e-posta grubunun hazırladığı derlemeye göre bazı görev ve yetkileri şöyledir:
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başkomutanlığını temsil etmek.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanılmasına karar vermek.
Genelkurmay Başkanı'nı atamak.
Milli Güvenlik Kurulu'na başkanlık etmek.
Devlet Denetleme Kurulu'nun üyelerini ve başkanını atamak.
Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek.
Üniversite rektörlerini seçmek.
Anayasa Mahkemesi üyelerini seçmek.
Danıştay üyelerinin dörtte birini seçmek.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Vekili'ni seçmek.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini seçmek.
Hákimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek.
***
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde neden hemen hep kıyamet koptuğu, bu listeyle daha rahat anlaşılıyor.