KÖŞE yazarı, daha doğrusu makale yazarı bir konu hakkında konuya bir analiz, bir yorum getirebiliyorsa yazı yazar.
Ben çok dikkat ettiğim bu prensibin bugün dışına çıkacağım ve anlamlandıramadığım bir konuda yazacağım, daha doğrusu aklıma takılan soruları sizinle paylaşacağım: PKK Gülen Cemaati’ne (hareketine) yakınlaşmak istiyor! Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce ile PKK avukatları Yalova’da görüştü! Hüseyin Gülerce benim dostumdur. Bu ülkede yaşayan vicdanı ve doğrucu davutluğu en fazla gelişmiş insanlar arasında gelir. Bunun için 9 Aralık 2010 günü Zaman’da yaptığı açıklamaya harfiyen inanıyorum. Belli ki talep avukatlardan gelmiş, Gülerce de onlara, sade bir gazeteci sıfatı ile akıl ve vicdanının söylediklerini nakletmiş. * * * Ancak, “Bayram değil, seyran değil...” deyimi aklıma takıldı bir kere. Cemaat ile Örgüt’ün Güneydoğu’da yakın zamana dek çatıştıklarını hepimiz biliyoruz. Hatta, PKK’nın Cemaat’e şiddet uyguladığı da bir gerçektir. Her şeyin üzerinde; PKK ve hatta BDP “KCK operasyonlarının” Emniyet Teşkilatı’na sızmış “Gülenciler” tarafından gerçekleştiğine inanırlar. Nitekim, PKK’ya yakın Kürt Halk İnisiyatifi 18 Nisan 2009’da şu açıklamada bulunmuştu: “Bilindiği gibi AKP ve onun akıl hocalığını yapan Fethullah Gülen tarafından halkımızın yasal ve demokratik temsilcileri olan DTP yöneticilerini ve Kürt Kurum temsilcilerini hedef alarak, gözaltı furyası başlatmış ve yalan yanlış iddialar ile birçok insanımızı tutuklatmışlardır... Kürdistan ve Türkiye metropollerinde Gülen Cemaati’ne ait kuruluşlar ve AKP yöneticileri açık hedefimizdir.” (Odatv’den naklen: Barış Terkoğlu-9 Aralık 2010) Şu sözleri de Apo söyleyeli daha 1 yıl olmadı: “El Kaide ile Araplar denetim altında tutulmaya çalışılıyor. Fethullah Gülen’le de Türkiye’deki İslami hareketi kontrol edilmeye çalışılıyor... Fethullah Gülen aslında ABD’de de rehin olarak tutuluyor.” (ibid) Avukatların Gülerce ile görüşmesinden sonra Ahmet Türk Cemaat ile ilgili kaygılarının hâlâ geçerli olduğunu vurguluyor: “Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkanı Ahmet Türk, Kürtlerin herkesten daha dindar olduğunu belirterek... Birileri geliyor bizim halkımıza dini öğretmeye çalışıyor ve... İslamiyet adına diyor ki; ‘Evet biz size yardımcı olalım dininizi inancınızı geliştirin ama kimliğinizi de unutun’...” (Milliyet.com.tr-11 Aralık 2010) Ancak, Apo da aynı görüşme sonrası Cemaat ile ilgili şu “yeni” açıklamayı yaptı: “Bana göre daha çok Türkiye ve Ortadoğu’da bir sivil toplum örgütüdür. Sivil toplum örgütleri gibi toplumun demokratikleşmesinde, aydınlatılmasında herhangi bir siyasi çıkar beklemeden rol alabilirler. Hatta Ortadoğu’nun bir siyasi partisi gibiler. Ben böyle görüyorum kendilerini. Oldukça dinamik güçleri var, biz de dinamik bir gücüz. Bu iki dinamik gücün karşılıklı anlayış göstermesi ve dayanışma halinde olması durumunda Türkiye’de birçok temel sorun çözülecektir.” (Odatv-ibid) * * * Apo her gün yeni fikirler ile ortaya çıkmaya bayılıyor. Avukatların Gülerce ile görüşmesi yine öyle bir spontan hareket mi, yoksa, Apo ile sık sık görüşen “Türk istihbarat örgütlerinin” Apo’ya dayattığı yeni bir koşul mu? Benim aklım ermedi.