75. dakikada 2-0 mağlup durumda iken maçı 3-2 galip bitiren Türk Milli Takımı birçok kişi tarafından "İşte biz Türkler böyleyiz!" sözleriyle alkışlandı.
Türkiye’nin 2-0 mağlup iken mücadeleyi sürdürmesine atıfta bulunan Başbakan ise siyasi mücadeleyi son dakikaya kadar sürdürecekleri mesajını vererek taraftarlarına moral takviyesi yaptı.
Evet, Türk Milli Takımı olağanüstü bir zafer kazandı, futbolcularımız alkışlanacak bir mücadele verdiler ama eninde sonunda aldığımız galibiyet herhangi bir metodolojik taktiğin sonucu olmadığı için pekálá mucize kelimesiyle de izah edilebilir.
İlk gollerini 34. dakikada atan Çekler de 87. dakikada Türkiye beraberlik golünü atana dek 90 dakikalık maçın 53 dakikasını galip oynayıp, 4 dakikalık uzatmada Türkiye 92. dakikada galibiyet golünü attığı için sadece 2 dakika mağlup oynadıkları maç hakkında pekálá "Futbolun adaleti yok!" diyebilirler.
Öte yanda Milli Takım son 25 dakika çok daha iyi de oynayabilir ama 3 gol atamayabilirdi! Futbol bu!
Buna göre de "İşte biz Türkler böyleyiz!" sözü pekálá, "Biz işimizi hep Allaha’a bırakırız!" sözüyle de değiş tokuş edilebilir. Başbakan’ın sözleri de "Çıkmadık candan umut kesilmez" sözleriyle yer değiştirebilir.
* * *
Tabii ki sevinelim, tabii ki birbirimizi muştulayıp futbolcularımızı kutlayalım. Ama bu maçtan genel sonuçlar çıkarmayalım.
Zira, bu galibiyet sürdürülebilir olmadığı gibi herhangi bir taktiğin sonucu da değildir.
Herhalde Fatih Terim, "Önce birkaç gol yiyin, adamlar gevşesinler, sonra saldırın!" diye bir taktik vermemiştir. Kutlanması gereken, takımına teslim olmamayı öğretmesidir.
"İşte biz böyleyiz" diyen Türkler maazallah Türkiye’nin 75. dakikada 2-0 mağlup duruma düştüğü bir başka maçta "Kesin kazanacağız" diye rahatlamayacaklardır.
Veya 2 kez mağlubiyeti galibiyete çevirdiği için, bir diğer maçta da galibiyeti garantilemek için Türkiye’nin önce mağlup duruma düşmesini istemeyeceklerdir.
Ben de ifrit olduğum turkuvaz renginden vazgeçip al-beyaza büründükleri için maçı kazandıklarını, buna göre artık hiç turkuvaz giymemeleri gerektiğini, içimden öyle geldiği halde, iddia etmeyeceğim.
* * *
Bu bir futbol yazısı değil. Benim alınan olağanüstü galibiyete şapka çıkarmaktan başka bir derdim yok. Ama maçın neticesi gerdirilerek siyaset ve diğer alanlar için yapılan alaturka genellemeler beni rahatsız ettiğinden bu yazıyı yazıyorum.
"Durumdan vazife çıkaranları" uyarmak için yazıyorum.
Hiçbir katkıları olmadığı halde alınan neticeyi kendilerine yontanlar için yazıyorum.
Kabul ediyorum, Türkiye şu anda 75. dakikaya dek 2-0 mağlup oynayan Milli Takım gibi şaşkın. Yine kabul ediyorum, her şeye rağmen enseyi karartmamak lazım.
Ama kimse tarihin tekerrür ederek yaşandığı varsayımı ile geleceğini ayarlamaya kalkmasın.
Planı,stratejisi ve taktikleri olmayan kimse geleceğini denetim altına alamaz!
Tamam; azim ve mücadeleruhu da geleceğin denetlenebilmesi için çok önemli.
Ancak, azim ve mücadele ruhu; plan, strateji ve taktikler üzerine oturtulursa gelecek sürdürülebilir bir denetim altına alınabilir.
Yoksa bu duygular çoğu kez şansa, tesadüflere, hatta mucizelere muhtaçtırlar.
* * *
Planları,stratejileri ve taktikleri olan Türkiye büyük ülke olur!