DÜNYA futbolunun en büyüklerinden olduğu tartışma götürmeyen Fransız Zidane’ın kariyerinin son maçında rakip takım oyuncusuna kafa atması insanın aklına ister istemez "Asıl olan andır!" sözünü getiriyor.
Acaba dünya çapında bir futbolcu bir "an" (saniye hatta salise) içinde tüm hayatını şekillendiren kariyerini yerle bir mi etmiştir?
Kaldı ki, belki de insanın tüm hayatını etkileyebilecek bir kaza da bir "an" içinde oluşmaz mı? Hatta, uzun bir hastalık sonunda oluşsa dahi, ölüm de bir "an" içinde gerçekleşmez mi?
* * *
Kimi düşünürlere göre, insanın huzuru yakalayabilmesi için zaman kavramından kopması gerekir!
Zira, zaman kavramı gerek kişiye geçmişi sorgulatarak, gerek geleceği dert edinerek kendi ile hesaplaşma duygusuverir ki, bu duygu da adına endişe denen ve insanı kemiren bir temel duygunun ana kaynağıdır.
Endişe de huzurun baş düşmanı, zıttı, hatta inkárıdır.
Kaç yıl sürerse sürsün, tıpkı sağanak yağmurun dahi damlalardan oluşması gibi, koskoca bir hayat "an"ın aritmetiksel toplamından oluşur.
İnsan sadece "an"ı yaşayarak ömrü sürdürebilirse, ne geçmişle ilgili dertlenecek, ne gelecek ile ilgili hesaplaşma duygusuna girecek; dolayısıyla insanı tüketen endişeden uzak bir ömür sürecektir.
"An"ı anbean yaşamayı becerebilen insanlar kendilerini hayatın doğal akışı içine bırakabilirler ve sorgulama yapmadan bir hayatı huzur içinde sürdürebilirler.
Kaldı ki, Ahmet Hamdi Tanpınar’a göre "ölen sadece zamandır", o halde ölümden endişe duyan insanlar zamandan koparlarsa endişenin ana kaynağını da bertaraf edeceklerdir.
* * *
Yukarıda yazdıklarıma büyük çapta inanan bir insanım, zamandan kopmak için "zaman zaman" zihinsel gayret de gösteririm.
Var olmanın sınır çizgilerini çizen "doğum" da, "ölüm" de "an"ın eseri, ancak ben yine de "an"ın bütün bir hayatı tayin etmesi fikrini benimseyemiyorum.
Zaten, "an"ın tüm hayatı tayin etmesi fikri "an"a atfedilen "zamandan kopma" iddiası ile çelişiyor.
Zira, eğer "kafa atma eylemi" Zidane’ın boynuna hayatının geri kalan bölümünde yapışıp kalacaksa, o geçmişinden, dolayısıyla zamandan kopmadan yaşamak zorunda bırakılacak.
* * *
İnsan "an"ın aritmetik toplamında yaşıyor ama katma değerini, kár-zarar hesabını, sevapları ile günahlarının karşılaştırmasını "an"ların toplamında yapmak zorundayız.
İnsan "an"larda yaşasa dahi, yine de insan bir bütündür.
* * *
Şu anda Zidane’ın bir Dünya Kupası finalinde, muhteşem kariyerinin son gününde, nedeni ne olursa olsun, rakip futbolcuya kafa atması çok yakışıksız bir olay ve onun açısından bedbaht bir "an"dır, ama Zidane tarihe bir bütün olarak geçecektir.
Tıpkı, zamanında bazı "an"larına çok kızdığımız siyasilerin tarihe bütün olarak geçmeleri gibi!
* * *
Futbol yazıları yazmam, zira futboldan anlamam. Sadece "Allah’a şükür Fenerli" olmakla övünürüm.
Bu yazıyı sadece Zidane’a gösterilen haksız muameleyi hayatımızın çeşitli safhalarında birbirimize layık gördüğümüz için kaleme aldım.