28.06.2007 günü bu köşede yazdım. Milliyet Gazetesi’nin A&G Araştırma Şirketi’ne yaptırdığı araştırmaya göre genel seçmenin, AKP’nin oylarını da aşan önemli bir oranı, % 50’si, AKP’yi rejime karşı bir tehdit olarak görmüyor. Ancak, genel seçmenin sadece % 22.4’ü, milletvekili adayı listesine liberal ve sosyal demokrat kişileri katan AKP’nin "İslamcı gömleğini çıkarıp merkezde yer aldığını" düşünüyor.
% 34.7 ise AKP’nin sadece "vitrin süslediği, göz boyadığı" görüşünde.
AKP’yi tehdit olarak görmeyen % 50’den, merkez sağa kaydığını düşünen % 22.4’ü çıkardığınız zaman da seçmenin kabaca % 28’inin partiyi Milli Görüş çizgisinde gördüğü halde rejime bir tehdit olarak algılamadığını görüyorsunuz.
Demek ki, AKP’ye omuz veren ana kitle, ondan merkeze yaklaşmasını beklemiyor.
Seçmenin sadece % 22’si partiyi merkeze kaymış olarak görürken, anketlere göre, neredeyse bu yüzdenin iki misline yakın bir oran 22 Temmuz’da AKP’ye oy vereceğini söylüyor.
* * *
Merkeze yaklaşarak rejimle uzlaşmak değil; tersine, merkezden uzaklaşıp rejim tarafından dışlanma görüntüsü AKP’ye daha fazla yarıyor.
"Cumhurbaşkanlığı seçimi" sırasında yaşanan hukuki rezaletler, millet ile AKP’yi tekrar yaklaştırmaya arttı da yetti bile.
Özünde, AKP’nin oylarını artırmak için "vitrin süslemeye, göz boyamaya" ihtiyacı yok.
Peki öyleyse AKP neden vitrin süslüyor?
Rejime şirin gözükmek için! TSK’nın AKP üzerinde uyguladığı baskıyı azaltmak için!
* * *
Başbakan ile Genelkurmay Başkanı, konu başlığı dahi kamuoyuna sunulmadan Dolmabahçe’de 2 küsur saat görüştüler ve ardından AKP’nin ilan ettiği aday listesinden çoğu Milli Görüşçü 154 milletvekili silindi.
Yeni adayların çoğunluğunu tanımadığımız için nereden geldiklerini bilmiyoruz ama kamuya Ertuğrul Günay, Zafer Üskül, Zafer Çağlayan gibi hem saygın, hem de Milli Görüş ile ilgili hiçbir geçmişi olmayan yeni adaylar pompalandı.
Birçok entel de bu değişikliği, AKP’nin merkez sağa demir atmasının manifestosu olarak alkışladı. Ancak, A&G’nin araştırması gösteriyor ki; bu "göz boyamayı" millet yutmamış, hatta daha ileri gidelim, konuyla doğru dürüst ilgilenmemiş bile.
TSK gibi rejimin bekçisi kurumlar "vitrin değişikliği" hakkında ne düşünüyor, işte bu sorunun cevabını ise bilmiyoruz.
* * *
Ancak, anlaşılmayan başka bir nokta daha var. Madem görünüme göre, AKP merkeze kayarak hem daha geniş kitleleri kucaklamak, hem de rejimle uzlaşmak istiyor; hukuk devletine gönülden bağlılığıyla nam yapmış Ertuğrul Yalçınbayır, liberal Mehmet Dülger, TBMM’nin şahsiyeti en güçlü simalarından Mehmet Elkatmış (Milli Görüş kökenli), müzmin muhalif Yarbay Ersönmez neden listeye alınmadı?
Turhan Çömez neden yeniden aday olmadı?
Cevap basit: Bu kişiler, hangi kökenden gelirlerse gelsinler kendi görüşleri olan kişilerdi de ondan. Bu kişiler şahsiyetlerini ön planda tutan demokrat insanlardı.
Sorgulanamaz bir hiyerarşi düzeni üzerine kurulmuş, lidere biatı emreden Milli Görüş anlayışının bu kişileri, bir kısmı kendi içinden gelse dahi, uzun süre hazmetmesi mümkün değildi.
* * *
Misafir milletvekili adaylarına basit bir tavsiyem var. Genel Başkan görüşünüzü sorduğunda, konu ne olursa olsun, tek bir cümleyle cevap verin: